| sahil kontrolümüzde değil! Tekrar ediyorum, sahil kontrolümüzde değil! Herkes birbirine karıştı, Efendim! | Open Subtitles | نحن لا نسيطر على الشاطئ ، كرر ، نحن لا نسيطر على الشاطئ |
| Anlaşmayı bozmak yılın bu zamanında sahil şeridinde sıradan bir sahnedir. | Open Subtitles | ضرب الذيل شائع قرب خط الشاطئ في هذا الوقت من العام |
| sahil evini ve diğer pek çok şeyi bize miras bırakıyor. | Open Subtitles | انه أيضا ترك لنا منزل الشاطئ.. هذا من بين الأشياء الأخري |
| Nufusu ikiyüz olan bir sahil kıyısı Köyünde minik bir mezarlık. | Open Subtitles | بطريقة جبانه صغيرة على الساحل في مدينة يبلغ عدد سكانها 200. |
| Benimse bundan haberim, sahil Güvenlik uçağı başımın üstünde belirdiğinde olabildi. | TED | و أدركت ذلك حينما كانت طائرة إنقاذ خفر السواحل فوق رأسى |
| Bir sahil var ama herhâlde adanın öbür tarafında kalıyor. | Open Subtitles | هناك شاطئ كهذا يجب أن يكون على الجانب الآخر من الجزيرة. |
| Sana bir sahil evi satın aldım. Tapusu bu zarfın içinde. | Open Subtitles | إشتريت لكِ بيتاً على الشاطيء أوراق الملكية موجودة بداخل ذلك المظروف |
| sahil kenarında yaşıyorsun, güzel bir karın var, ve hiçbiri sana yetmiyor. | Open Subtitles | أنت تعيش بجوار الشاطىء و لديك زوجة جميلة وهذا ليس بكفاية لك |
| Burayla sahil arasında bir şeyler bulacağıma 1000 dolarına bahse girerim. | Open Subtitles | أراهنك بـ1000 دولار أني سأجد شيء بين هذا المكان وذلك الشاطئ. |
| Burayla sahil arasında bir şeyler bulacağıma 1000 dolarına bahse girerim. | Open Subtitles | أراهنك بـ1000 دولار أني سأجد شيء بين هذا المكان وذلك الشاطئ. |
| Mar del Plata dışında ufak bir sahil kasabasında arkadaşlarım var İtalyan. | Open Subtitles | لدي أصدقاء في مدينة الشاطئ الصغير خارج مار دي بلاتا أصدقاء أيطاليون |
| Dee ile benim sahil'de bir sürü güzel anımız oldu. | Open Subtitles | ترى, دي وأنا لدينا بعض الذكريات الممتعة في هذا الشاطئ |
| Ona sahil şeridi boyunca bütün 71'i al dedin öyle değil mi? | Open Subtitles | هل تقصدين أن نمضي جميعاً إلى منطقة 71 طوال طريق الشاطئ ؟ |
| sahil gününü daha iyi hale getiren etkisiz bir eleman olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | أدري بأني الشخص الثانوي هنا والذي قد يجعل يومك في الشاطئ جميلاً |
| Bu sahil eskiden vahşi yaşam alanlarından 4 tanesini barındırıyormuş. | Open Subtitles | الساحل الشرقي هنا كان به 4 اضعاف من الحياة البريه |
| Ve sonunda mağara yada sahil gibi bir yerde sevişirler. | Open Subtitles | وانتهى بهم الأمر يمارسان الحب في كهف أو على الساحل |
| sahil kıyısında bir yer, buradan otobüs sabahın ilk ışıklarında kalkıyor. | Open Subtitles | إنه بالقرب من الساحل وهُناك حافلة التي تغادر في بداية الصباح. |
| Dikkat! sahil Güvenlik konuşuyor. 15 metrelik bir dalga buraya doğru geliyor. | Open Subtitles | إنتباه ، نحن خفر السواحل ، هناك موجة قادمة بطول 50 قدم |
| Dalgalar her kıtanın sahil şeritlerine doğru yayılıyor. | Open Subtitles | والموجات تتجة مباشرة نحو كل شاطئ تابع لكل قارة |
| sahil tam olarak benim eğlence anlayışım sayılmaz. | Open Subtitles | أتعلمين، إنَّ الشاطيء ليس فكرتي لقضاء وقت ممتع |
| Cesur çavuş, sahil topçularına kahve taşıyor. | Open Subtitles | فخر الرايخ الثالث الضابط الشجاع يحمل القهوه للضباط على الشاطىء 6 00: 01: |
| Uzun süredir bu sulardalar ve sahil şeridindekiler için hayati konumdalar. | TED | كانت في الجوار منذ وقت طويل, وكانت مهمة جداً للمجتمعات الساحلية |
| Avcıların sahil hattında uygun eğime sahip bir alan bulmaları gerek. | Open Subtitles | يحتاج الصيّادون لإيجاد امتداد من الخط الساحلي مع منحدر مناسب تماما. |
| Doğu sahil şeridinde, açık deniz rüzgârı ile ulusa öncülük edeceğiz. | TED | على طول ساحل البحر الشرقي، سنقوم بقيادة البلاد بطاقة الرياح في داخل البحار. |
| sahil Güvenlikte bir arkadaşım var. Bir telefonla hallederiz. | Open Subtitles | لدي صديق في خفر الشواطئ يمكنني الاتصال به, الأمر سهل |
| O kişi Priya ile bugünden tam 7 gün sonra... sabah saat 7'de sahil kenarında karşılacak. | Open Subtitles | بإنه سوف يقابل بريا بعد سبعة أيام عند الساعة السابعة صباحاً وعلى شاطىء بلد أجنبي |
| Şimdi, Dinleyin. İddayı sahil'in üzerine oynuyorum. 20 dolar! | Open Subtitles | إسمعو الآن ،أنا أراهن على ساهيل بعشرون ورقة |
| Ama bir buluşma yaşayacaksak bunu bu sahil evinde olmak yerine dışardaki dünya ile paylaşmamız gerekecek. | Open Subtitles | ،لكن لو كنّا سنتواعد يجدر بنا الخروج من العالم الصغير هذا المتمثل في المنزل الشاطئي |
| Okyanusta, Malibu'da bir sahil evi. Ve Sherry'de bir süit tutacağız. | Open Subtitles | منزل على شاطيء المحيط فى ماليبو وسنحجز جناحاً فى فندق شيرى |
| Bu sıra dışı olayda yer almak üzere Güney Amerika'dan bir milyondan fazla sahil Kuşu geliyor. | Open Subtitles | أكثر من مليون طائر شواطئ يصل من امريكا الجنوبية للمشاركة في هذا الحدث الاستثنائي. |