| Öksürük şurubu veya bir parça Sakızın olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أليس لديك أي شيء مثل قطعة علكة أو أي شيء؟ |
| Nikotin Sakızın aşırı su kaybına, bu da yıpranma ve aşınmaya yol açıyor. | Open Subtitles | أنت تلوك علكة النيكوتين و هي تسبب الجفاف و هذا يسبب ضرراً |
| Rose, nane şekeri ya da Sakızın var mı? | Open Subtitles | روز"، هَلْ معك نعناع أَو علكة أَو شيء؟" |
| Salya, mesela bir Sakızın üzerindeki DNA testi için mükemmel bir kaynaktır. | Open Subtitles | اللعاب من العلكة الممضوغة مصدر ممتاز للحمض النووي |
| Dün gece cinayetten sonra kazara aynı Sakızın üzerine bastınız. | Open Subtitles | الليلة الفائتة بعد الجريمة خطوتِ على نفس العلكة مصادفةً |
| Sakızın içinde erkek kaynaklı örnekler kalmış. | Open Subtitles | العينات الذكورية علقت في اللبان |
| Adamım. Sakızın üstüne oturmuşum | Open Subtitles | يا للهول، جلست على علكة. |
| Sakızın veya nefes tazeleyicin falan var mı? | Open Subtitles | ألديك علكة أو حبّة نعناع؟ |
| Lastik Sakız hem bir Sakızın hem de bir lastiğin özelliklerine sahiptir. | Open Subtitles | "علكة (بانجي)، تتميّز بصفات المطاط والعلكة" |
| Muhtemelen bir Sakızın kağıdıdır. | Open Subtitles | ربما غلاف علكة. |
| Burada bir yerde Sakızın yoktur, değil mi Sarah? | Open Subtitles | (سارة)، أنت لا تخبّئين علكة في مكان ما، صحيح؟ |
| - Sakızın var mı? | Open Subtitles | ألديكِ أى علكة ؟ |
| Sakızın yarısını bölüştüm. | Open Subtitles | لقد إقتسمت نصف علكة. |
| Bana arabada verdiğin Sakızın tadı hala gitmedi. | Open Subtitles | العلكة التي أعطيتني اياها بالسيارة ما زالت محتفظة بالنكهة |
| Her zaman uzanamayacağım raflarda bulundurduğun bir paket Sakızın olurdu. | Open Subtitles | أنت دائمًا كان لديك علبة العلكة في الرف العلوي من هذا الدرج والتي لم استطع أبدًا الوصول إليه |
| Sakızın kendisini sevmem. Ama çiğneme kısmını severim. | Open Subtitles | ليست العلكة هي الأساس لكنني أحب المضغ |
| Bir paket Sakızın parasını vermeyi unuttum. O kadar. | Open Subtitles | نسيت الدفع عن علبة العلكة مرّة هذا هو |
| Şu anda çiğnediğim bu Sakızın üzerinde tam üç aydır çalışıyorum. | Open Subtitles | قطعة اللبان التي أمضغها الآن |
| Otursana. Selam. Sakızın var mı? | Open Subtitles | تفضلى بالجلوس هل لديك لبان ؟ أنتظرى |
| Savaştayken, "Sakızın var mı ahbap?" lafını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكرين في الحرب؟ ألديك أي علك يا صديقي"؟" |
| Şu yerdeki umarım Sakızın değildir. | Open Subtitles | و يجدُر أن لا تكون هذه علكتك التي وقعت على الأرض. |
| Ve kendi Sakızın olmaması. | Open Subtitles | ولا تملك أبداً علكه خاصه بك |