| Beyler, sizden bu maçı kazanmanızı isteyen hastanede yatan sakat bir çocuk var. | Open Subtitles | .. يا رجال ،هناك طفل معاق جالس في المستشفى ،يريدكم أن تفوزوا بهذه المباراة |
| Düşün Jaka, birisi sakat diğeri ise çaylak bir polis. | Open Subtitles | فكّر بالأمر يا جاكا , أحدهما أعرج و الآخر مبتديء |
| Hayatımızı zorlaştırmak için elinden geleni yapıyor, tek sebep kızımın sakat olması. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما تستطيع . لتجعل حياتنا أصعب . لمجرد أن الفتاة معاقة |
| Eğer yardım etmeme izin vermezsen, ömür boyu sakat yaşarsın. | Open Subtitles | إذالمتتركنيأساعدك، لسوف تكون كسيح مدي الحياة. |
| Yedi tane McCandles adamı ölü, bir tanesi sakat, kendi kardeşiniz vuruldu, belki sakat, belki de ölü, ve torunum kaçırıldı. | Open Subtitles | هنك سبعة من مكاندلز قتلوا وواحد مشلول واخوك قد اطلقت عليه النيران ربما سيصبح مشلولا او حتى يموت |
| O her zaman evden çıkıyor. sakat değil. | Open Subtitles | أنه يغادر المنزل في كل الأوقات أنه غير معاق |
| Dilenmenin altı ekolü vardır çığırtkan müzisyen, tırlatmış gazi sakat, yalandan sakat, fanatik dinci ve kafayı yemiş adam. | Open Subtitles | هناك ستة مجموعات للتوسل موسيقى سيئة , محارب فاشل , معاق معاق مزيف , متعصب ديني ورجل مجنون |
| Peter, son günlerde şunu farkettim, sizinle takılmamın tek sebebi benim sakat sizlerin de tembel olması. | Open Subtitles | لقد أدركت بيتر خلال الأيام القليلة الماضية أن السبب الوحيد لـ التسكع معكم هو أنني كنت معاق و أنتم كسالى |
| Tebrikler. Biriniz yürümeden koşmaya kalkıyor, diğerinizse bir sakat. | Open Subtitles | تهانيِّ أحدكم يريد الهرولة قبل تعلم السير والآخر أعرج |
| Bana arabadan bahset, ben de sana neden sakat olduğumu anlatayım, tamam mı? | Open Subtitles | انتى تخبرينى بموضوع السياره وانا أخبرك لما أعرج |
| Belki bir dahaki sefere sakat taklidi yapmalıyım. | Open Subtitles | تعرفين، المرة القادمة كنت أفكر أن أجربها وأنا أعرج. |
| Ya sakat kalacak, ya da kan kaybedip ölecek. | Open Subtitles | بأي حال ستصبح يده معاقة هذا اذا لم ينزف حتى الموت |
| Çocuğa bir ip falan bağla, sakat bir kukla yap. | Open Subtitles | ضع خيطاً حوله اجعله دمية معاقة أو ما شابه |
| Neden sakat bir çocuğu buraya kadar getirdiniz? | Open Subtitles | لماذا تجرون فتى كسيح كل هذا الطريق إلى هنا؟ |
| *Ben sakat kaldım. Oğlunun da sakat kalmasını mı istiyorsun? | Open Subtitles | إني مشلول أتريدين أن يصبح أبنكِ مثلي أضا؟ |
| İyi de bu işe el etmazsam ömür boyu sakat kalabilir. | Open Subtitles | ولكن لو لم أعالج تلك اليد عندها سيكون معاقاً طوال حياته |
| hastalardan biri olur yada sakat kalirsa ekonomik etki ne olur? | TED | ما هو التأثير الإقتصادي عندما يموت أحدهم أو يصبح عاجزاً عن العمل؟ |
| Hayatın boyunca sakat bir bacakla dolaşmak istemiyorsan olmak zorundasın. | Open Subtitles | ما لا تريده هو المشي بساق عرجاء بقية حياتك |
| Yarın ikinci ameliyatını olacak ve muhtemelen sakat kalacak. | Open Subtitles | لديه جراحة غداً, وعلى الأرجح ستسبب له الشلل. |
| Yanınızda götüreceğiniz hasta, sakat ya da özürlü kişi... kim olacak? | Open Subtitles | الان، من سيكون الشخص المريض أو المشلول أو الشخص المُعاق الذي سترافقه في موكب العبور |
| Düşmaların öldürülmesi veya sakat bırakılması içindi sonra oldukça kötü bir şeyin tüketilmesi vardı berbat kokan,insanların çürümüş artıklarından kalanlarla yapılan bişey benimde az daha tatmak üzere olduğum bişey | Open Subtitles | انها تشويه و قتل للاعداء ثم استهلاك شىء مطهو مقزز |
| Şimdi tedavi edilmezseler %70'i ya ölür ya da sakat kalır. | Open Subtitles | إن لم يتم علاجهم الآن فسيموت 70% منهم أو يصبحون معاقين |
| Sağlıklı biri bir mucize olur da karşısında Meryem'i ete kemiğe bürünmüş görürse, sakat kalabilir. | Open Subtitles | ماذا لو أن أحداً في صحة جيدة يكون حاضراً أثناء الظهور ثم تحدث معجزة فيجد نفسه مشلولاً |
| sakat kaldı ve hayata küstü. | Open Subtitles | تركها مشلولة بشكل بائس ويائسة بشكل مؤلم من الحياة |
| Ona sakat denmesini istemiyordu tıpkı bana aptal denmesini istemediğim gibi. | Open Subtitles | لم يرد أن يكون عاجز مثلما أنا لا أريد أن أوصف بالغبي |