| sakin ve uysal bir aygır olması beklenmiyor o da öyle değil zaten. | Open Subtitles | انهم بلا شك يتوقعون فرسا هادئا و هو ليس كذلك كما تعلم |
| Görevlerini sakin ve saygıyla yerine getir. | Open Subtitles | انجز واجباتك بشكل هادئ و... متسمابالإحترام |
| Sonra da hiç derdi yokmuş gibi, sakin ve nazik konuşmaya başladı. | Open Subtitles | اخذ يتكلم بهدوء و لطف و كأنه غير متضايق |
| - Paige, eğer bana sakin ve güvenli bir yer hayal etmemi söyleyeceksen, hiç zamanı değil. | Open Subtitles | بيج، إذا كنت ستخبريني لتخيّل مكان آمن و هادئ الآن ليس الوقت المناسب |
| Değişik ruh hallerinde. Bir an çok sakin ve rahat ama sonrasında... | Open Subtitles | و له مزاجات مختلفة , أحياناً يكون هادئاً و مسترخياً |
| Yani, biz yaymak için oda var, ve hayat çok sessiz ve sakin, ve, en iyisi, her şey temiz kalır. | Open Subtitles | لدينا غرفة للإسترخاء و حياة هادئة و ساكنة و ، أفضل من كل هذا كل شيء يبقى نظيف |
| Mantıklı görünmediğini biliyorum ama bu ufak başkaldırı hareketi beni sakin ve aklı başında tutuyor. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس عقلانياً ولكن هذا فنٌ صغير للعصيان يبقيني عقلانية وهادئة |
| Kendimi güvende hissettim çünkü deniz sakin ve huzurluydu. | Open Subtitles | شعرت بالأمان ، لأن البحر كان هادئا و مسالما |
| Onunla çok fazla ilgilendiğim için sakin ve hiçbir endişesi yokmuş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | بعد أن تعاملت معه كثيرا وجدته هادئا و لم يكن يبدو عليه القلق طيلة الوقت |
| Yapabileceğimiz en iyi şey sakin ve tetikte olmak. | Open Subtitles | سيدي,أفضل ما يمكن لأي أحد فعله هو البقاء هادئا و أن يكون حذرا |
| Görevlerini sakin ve... saygıyla yerine getir. | Open Subtitles | انجز واجباتك بشكل هادئ و... متسمابالإحترام |
| sakin ve huzurlu, çünkü biliyorum ki ben olmasam bunların hiçbiri... | Open Subtitles | هادئ و مسالم... مع علم... أنه أي شيء مِن هذا لما حدث... |
| Lütfen sakin ve düzenli şekilde ilerlemeye devam edin. | Open Subtitles | "رجاءً، واصلوا تقدّمكم إلى الأمام بهدوء و نظام" |
| Lütfen sakin ve düzenli şekilde ilerlemeye devam edin. | Open Subtitles | "رجاءً، واصلوا تقدّمكم إلى الأمام بهدوء و نظام" |
| Senden sakin ve güvenli birini hayal etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتخيّل شخص امن و هادئ |
| Çok sakin ve odaklanmıştı. | Open Subtitles | إنه مركز و هادئ |
| Telaşlanma sakın. sakin ve kendinden emin olmalısın. | Open Subtitles | أبقِ الأمر سلساً , عليكَ أن تكون هادئاً و واثقاً |
| Senin sessiz sakin ve utangaç biri olman gerekiyordu. | Open Subtitles | إنتِ بحاجة لشخص أن يكون هادئاً و صامتاً. |
| Buradan daha sakin ve havası tahmin edilebilir bir yermiş. | Open Subtitles | إنها هادئة و.. والأمور هنالك روتينية أكثر مما نحن عليه هنا. |
| Maria Elena sakin ve huzurluydu. | Open Subtitles | ماري إيلينا كانت هادئة و مرتاحة |
| Nano Ülkesi küçük, ama sakin ve barışçıl bir ülkeydi. | Open Subtitles | مدينة نانو صغيرة , لكنها آمنة وهادئة |
| Ama yeni zamanın tüm çılgınlığından uzak sessiz, sakin ve huzur dolu bir yer vardı, sonunda yatıp dinlenebileceğim. | Open Subtitles | لكن، بعيداً عن خطوات الوقت المسعورة كان ثمّة مكان للنعزال لكن، بعيداً عن خطوات الوقت المسعورة كان ثمّة مكان للنعزال الهدوء والسكينة حيث كان يمكنني أخيراً أن أستلقي |
| Millet, lütfen, eğer bunun işe yaramasını istiyorsak sakin ve sessiz kalmak zorundasınız. | Open Subtitles | الجميع, من فضلكم يجب ان نكون صامتين و هادئين لو اردنا فعل هذا |
| Biz geri kitap almak olacak. Biz sakin ve birlikte kalmak ihtiyacım var. | Open Subtitles | نحن فقط يجب علينا أن نبقى هادئين و نبقى معاً |
| Her bir tanesi gittiğinde, daha da rahatlayacaksınız daha sakin ve daha dinlenik hissedeceksiniz. | Open Subtitles | وكلّما غادر واحد منهم، فإنّ استرخاءك يزداد وتُواصل الشُعور بالهدوء والراحة. |
| O çirkin, şanssız savaşın çalkantılarının ardından öyle sakin ve durgunum ki. | Open Subtitles | لذا الفراغ والهدوء كأنهما معركة ضارية لا حظّ فيها. |