| Bugünlerde benden bir şey sakladıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن ، أعتقد أنهم يخفون شيء عني هذه الأيام |
| Bir parçam kaçmak istedi, ama yeni ailemi terkedemedim, öz annemle ilgili gerçeği sakladıklarını öğrendiğimde bile. | Open Subtitles | جزء مني كان يريد ان يهرب لكني لم استطع مغادرة عائلتي الجديده حتي عندما اكتشفت انهم يخفون حقيقة |
| Telefondaki arkadaşım silahları orada sakladıklarını söyledi. | Open Subtitles | صديقى على التليفون اخبرنى انهم يخبئون السلاح هناك |
| Ve bana inanmıyorsanız, gsm operatörünüze, sizinle ilgili neleri kaydedip sakladıklarını sorun. | TED | وإذا كنتم لا تصدقوني ، اسألوا شركات هواتفكم النقالة عن ماهية المعلومات التي يحتفظون بها عنكم. |
| sakladıklarını aldıktan sonra burayı havaya uçurup siktirip gitmeye ne dersiniz? | Open Subtitles | ما رأيكم أن نأخذ ما يخفونه ونشعل النار في مقطورتهم ونرحل من هنا |
| Neler sakladıklarını hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | لكن هل يُمكنكِ أن تتخيلين ما قد يخبؤنه هُنا؟ |
| O canlı bomba yeleklerini nerede sakladıklarını göster bana, Yusuf. Bana o yeri göster. | Open Subtitles | أرني أين خبئت بقية الدروع المفخخة، أشّر على المكان |
| Formülü nerede sakladıklarını öğrendiğimizde işe yaramaması için sabote etmemiz gerek. | Open Subtitles | عندما نجد المكان الذي يخبيء فيه المركب، علينا التلاعب به كي لا يعمل |
| Fogg onu bir işe koymuş ki bu da ne kadar büyük bir şey sakladıklarını bilmemizi sağlıyor. | Open Subtitles | وضعها فوغي في وظيفة وكما تعرفي كيف انهم يخفون شيئا كبيرا |
| Söyle onlara altını bizden sakladıklarını biliyorum. | Open Subtitles | ...أخبره أنني أعرف أنهم يخفون . الذهب عنا |
| Buraya silah sakladıklarını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | . هل تعتقد أنهم يخفون هناك اسلحة؟ |
| Yapacağımız ilk şey, takıma Unger'ı nerede sakladıklarını söylemek olacak. | Open Subtitles | حسناً, أول شىء, نخبر الفريق ."أين هم يخفون "أنجر |
| Bir şeyler sakladıklarını sandım. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنهم كانوا يخفون شيئاً |
| Rodriguez biliyordu Willsi nereye sakladıklarını. | Open Subtitles | كان يجب على رودريجز ان يعلم اين يخبئون ويلز |
| Ve Vanka, bu Rajadilerin büyük bir evde mermi sakladıklarını duydum. | Open Subtitles | فانكـا ، سمعت ان هؤلاء الراجاديون يخبئون الكثير من الذخائر في منازلهم |
| Ama parayı sakladıklarını düşünüyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نعلم انهم يخبئون الاموال |
| Burada ne kadar bozuk kan sakladıklarını düşünüyorsun? | Open Subtitles | كم مقدار الدم الفاسد الذي يحتفظون به هنا برأيك؟ |
| Her zaman bir şeyler sakladıklarını düşünür. | Open Subtitles | إنه مقتنع بأن لديهم شيئاً يخفونه |
| Onu nerede sakladıklarını bulur bulmaz hemen Paul Mitchell'in yanında çalışmaya başlayacağım. | Open Subtitles | سأعمل مع السيد (بول ميتشل)... . حالما اعرف اين يخبؤنه... |
| O canlı bomba yeleklerini nerede sakladıklarını göster bana, Yusuf. Bana o yeri göster. | Open Subtitles | أرني أين خبئت بقية الدروع المفخخة، أشّر على المكان |
| Peki, Tobinlerin parayı nereye sakladıklarını bildiğimizi düşünüyoruz. | Open Subtitles | - نحن نظنّ أننا نعلم المكان الذي يخبيء فيه عائلة توبن المال |
| Daha bir gece oldu. Ama bir şey sakladıklarını öğrendim inanılmaz derecede güçlü bir şey. | Open Subtitles | كانت ليلةً واحدة لكنّي اكتشفت أنّهنّ يخفين شيئاً |
| Benden sakladıklarını. | Open Subtitles | ما لا تود إخباري إياه. |