| Tamam, doğru, doğru, salakçaydı. Kukla değil. | Open Subtitles | حسنا حسنا , كان ذالك غباء ربما لم يكن كل ذلك |
| Çok salakçaydı, ve ben daha da kötüsünü yaptım. | Open Subtitles | ان ذلك غباء بشدة و.. لقد جعلتها اسوأ بكثير |
| /i/illuminati ve amacımız içlerine sızıp karışıklık çıkartmaktı, çünkü yaptıkları çok salakçaydı. | Open Subtitles | فاصل , أي , فاصل , متنورين و هدفنا كانَ أن نشنَ ضربةً بأقصى خراب ممكن, لأنَّهُ كانَ غباء. |
| Yapabileceğimi düşünmem bile salakçaydı. | Open Subtitles | التفكير باني استطيع فعل ذلك كان غباء |
| Haklısın, bunu söylemek çok salakçaydı. | Open Subtitles | أنتي محقة، كان هذا شيء غبياَ لقوله. |
| Bak bu sana yaptıklarımı düzeltmiyor, çok salakçaydı ve kindar ve tehlikeli | Open Subtitles | و الذى كان غباء و إنتقام و حقاً خطير |
| Böyle düşünmüş olmam çok salakçaydı. | Open Subtitles | كان غباء مني التفكير بذلك. |
| Çok salakçaydı. | Open Subtitles | ذلك كان غباء جدا. |
| Ki bu acayip salakçaydı. | Open Subtitles | والذي هو غباء نوعاً ما |
| Orada 30 kişi bile değildik. salakçaydı, hepsi bu. | Open Subtitles | ينقصنا اكثر من 30 هذا غباء |
| Neyimiz salakçaydı? Salakça olan bu, Tom. | Open Subtitles | هذه فكره غبيه هذا غباء يا " توم" |
| O polisi araman inanılmaz salakçaydı! | Open Subtitles | -الإتصال بذلك الشرطى كان غباء |
| Çok salakçaydı. | Open Subtitles | هذا غباء |
| Çok salakçaydı! | Open Subtitles | ذاك كان غباء |
| Bak, salakçaydı. | Open Subtitles | - " فرانكي " - كان غبياَ |