| Önce domates salatasını sonra da evlenmeyi önerdim. | Open Subtitles | اقترحت لديه سلطة الطماطم، ثم اقترحت نتزوج. |
| Yediği her yumurta salatasını tek tek sayıyor. | Open Subtitles | تَسْمِية كُلّ سلطة بيضِ إحصرْ هو كَانَ عِنْدَهُ أبداً. |
| Şey, ama şu koca kıçınızı göz önüne alınca belki de ton balığı salatasını denemeniz gerekir. | Open Subtitles | ولكني اقول بناءً على حجم مؤخرتك ربما عليك انت تجربي سلطة التونه واعتبريها خدمة |
| Ve bir sonraki gün yola gelmişti ton balığını, yumurta salatasını düzeltmişti. | Open Subtitles | وعادت في اليوم التالي اعتدوا على النحو الواجب ثابت التونة ثابتة سلطة البيض. |
| Umarım patates salatasını seversin. Büyük parçalı, benim favorim. | Open Subtitles | أأمل ان تعجبك سلطه البطاطس انها فى شكلها الكبير المفضله لدى |
| - Ve patates salatası lütfen.Patates salatasını severim. | Open Subtitles | أجل سلطة البطاطا ـ أنا أحب سلطة البطاطا ـ و سلطة البطاطا |
| Siparişindeki patates salatasını unuttular mı cidden? ! Sonra ne oldu? | Open Subtitles | لا , إنهم لم ينسوا سلطة البطاطس في طلبِك للمنزل , ماذا حدث تالياً |
| Yumurta salatasını o kadar güzel yapan şeyi hiçbir şekilde söylemiyor. | Open Subtitles | لقد كان كتوماً للغاية حيال ما يضعه على سلطة البيض ليجعلها لذيذة للغاية |
| Yemeğin ortasında olsan da, patates salatasını bitirmemiş de olsan sana önerim hemen oradan uzaklaşman. | Open Subtitles | الحق على العشاء، والحق على سلطة بطاطس. أقترح عليك الحصول على اللعنة من هناك |
| Aklına gelirse, meyve salatasını bir saate çıkar. | Open Subtitles | إذا لم تمانع، أخرج سلطة الفواكة من الثلاجة بعد ساعة |
| Meyve salatasını çıkardım ve masa neredeyse hazır. | Open Subtitles | وأخرجت سلطة الفواكة والطاولة تقريبـًا جاهزة |
| Ton balığı salatasını yapan kadın, salatayı arabasında bıraktı. | Open Subtitles | المرأة الذي جعل سلطة التونة ترك أنه يجلس في السيارة لها كل صباح. |
| Lahana salatasını bitirebilir miyim diye sormuştum. | Open Subtitles | كنت قد سألتها ما إذا كان بإمكاني إنهاء سلطة الكرنب الخاصة بها. |
| Yan odada, geleceğin İngiltere Kralı'nın üzerine yumurta salatasını kusmak. | Open Subtitles | رمي يصل سلطة البيض مع المستقبل ملك انكلترا في الغرفة المجاورة. |
| Bu balık salatasını paketleyen olduğu için memnunum. | Open Subtitles | أنا مسرورة أن أحدًا قام بحشو كلّ سلطة السمك الأبيض |
| Birinizin yumurta salatasını alması lazım, tamam mı? | Open Subtitles | واحدٌ منكم عليه أن يـأكل سلطة البـيض، حسناً؟ . |
| Ben makarna salatasını sevmem bile. Ama şu halime bak! | Open Subtitles | لا أحب سلطة المعكرونة ومع ذلك انظر إلى حالي! |
| Rachel patates salatasını evden getirdiğimi zannediyor. | Open Subtitles | " رايتشل " تعتقد بأنني أحضرت " سلطة بطاطس " معدة في المنزل |
| Şimdi kendimi aptal gibi hissettim. Tavuklu salatasını sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كم تحبين سلطة الدجاج التي يبيعها |
| Guy, eşim tüm bu kıyafetleri... gece kaçamağında kendi salatasını yapması için giymedi. | Open Subtitles | جاي زوجتي لم ترتدي الا ليله خاصه خارجاً حتى تتمكن من ان تعد لنفسها سلطه |
| Ayılman ve Dave'in salatasını yapman gerek, tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تصحو من ثمالتك و تذهب للعمل على الـ "سلاو" من أجل (ديف)، اتّفقنا؟ |