Konuyu dağıt, sana baktığında sadece gülümse. | Open Subtitles | أنت تخرّفين إبتسمي فحسب عندما تنظر إليك حسنا |
Şunu anlamalısın, Jane sana baktığında bu kötü gidişatı hatırlayıp duruyor hamilelik ve ardından yalan söylemen. | Open Subtitles | عليك أن تفهم أن (جاين) عندما تنظر إليك تتذكر باستمرار تتالي الأحداث في رأسها الحمل، الكذب |
sana baktığında, sadece bir dost görüyor. | Open Subtitles | لكنّ عندما ينظر إليك ؟ فهو يرى صديقاً فقط |
- Fakat başkaları sana baktığında pelerin giyen bir erkek çocuğu görüyorlar. | Open Subtitles | لكن حينما ينظر إليك كلّ شخص آخر، فإنّهم يرون طفلاً في جسد رجل يرتدي عباءة. |
Eğer sabah sana baktığında gördüğü şey buysa onu çoktan kaybettin bile. | Open Subtitles | إذا هذا ماينظر إليه كل صباح ...عندما ينظر إليك أنت خسرته |
sana baktığında asla bir kadın görmeyecek. | Open Subtitles | لن ينظر إليك قط و يرى امرأة |
Onun fıtratı böyle o yüzden sana baktığında sadece Laurel'ı görmüyor. | Open Subtitles | هذه طبيعته، لذا حين ينظر إليك... فإنه لا يرى مجرد (لورل)... |
Fıtratı böyle o yüzden sana baktığında Laurel'dan fazlasını görüyor. | Open Subtitles | "هذه طبيعته، لذا حين ينظر إليك" "فإنه يرى أكثر من مجرد (لورل)" |