| Büyük jüri olayında ona yardım ettiğin için sana borçlu olduğumu söylüyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا مدين لك بجعله يواجه أمر هيئة المحلفين العليا هذه |
| Hayatını devam ettirebilmen için yasal olarak sana borçlu. | Open Subtitles | إنها مدين لك شيئا ملزما قانونا حتى تعرف أنك بخير. |
| Bak, bana geldiğinde hayatımı kurtardığın için sana borçlu olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | اسمعي عندما جئت لي ظنتت أنني مدينة لك لأنك أنقذت حياتي |
| Seni öldürmememin tek nedeni sana borçlu olmam. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم قتلى لك هو أنني مدينة لك |
| O koltuğa sana borçlu olan birini oturtmak istiyorsun, gelecek vaat eden birini değil. | Open Subtitles | تريد أن تضع شخصاً ما في مكانه شخصاً مديناً لك بخدمة |
| Çünkü iki milyar dolarlık bir fon sahibinin sana borçlu olmasının kimseye zararı olmaz. | Open Subtitles | لأنّه من غير المضر وجود رجل يدير مؤسسة للسياج بملياري دولار يدين لك بواحدة |
| Bunu sana borçlu. | Open Subtitles | لذلك كنت أعرف فقط لبضعة أشهر. انه مدين لك هذا. |
| sana borçlu kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. | Open Subtitles | إذا ظننت أني مدين لك بسبب هذا فأنت مخطئ |
| sana borçlu olduğum herşeye, Baba. | Open Subtitles | أنا مدين لك بكل ما أملك يا أبى |
| - Sadece sana borçlu değilsem. | Open Subtitles | - في حالة واحدة فقط اذا لم أكن مدين لك بمال |
| Hayatını sana borçlu olması için onun bir can almasını sağlamak? | Open Subtitles | دفعتها إلى قتل انسان لكي تكون مدينة لك بحياتها؟ |
| sana borçlu olduğunu düşündüğü için ne istersen yapar. | Open Subtitles | هي ستفعل أيما تقول لأنها تظن نفسها مدينة لك |
| Etrafa duyurmadığın için sağ ol. sana borçlu. | Open Subtitles | شكرا على كتمانك الامر انها مدينة لك |
| Çocuğumuz sana borçlu olmaktansa benimle beklesin daha iyi. | Open Subtitles | سيكون طفلنا أفضل حالاً بانتظاره معي على أنْ يكون مديناً لك |
| Dinle, bunu yaparsan sana borçlu olacağım. | Open Subtitles | استمع إذا قمت بذلك سوف أكون مديناً لك |
| Birde sana borçlu olduğu otuz tane doğum günü hediyesi var ki.. | Open Subtitles | على الأقل يدين لك بهدية عيد ميلاد في سن الثلاثين |
| Sen bana, gerçek aşkımı bulma fırsatını verdin. Bu yüzden sonsuza dek sana borçlu kalacağım. | Open Subtitles | منحتَني فرصةً لأجد الحبّ، و لهذا أنا مدينٌ لكَ إلى الأبد. |
| Muhtemelen geçen gün yaptığın şey için, sana borçlu olduğumu düşünüyorsun, ha? | Open Subtitles | على الأرجح تظن أنني أدين لك بشيء بسبب ما فعلته ذاك اليوم |
| sana borçlu. Hastane ona bir fatura gönderir. | Open Subtitles | تدين لك بحياتها - سيرسل لها المستشفى فاتورة - |
| sana borçlu kalacağım. | Open Subtitles | لكنني مدينون لك. |
| Bu yaptığın şey için sonsuza dek sana borçlu kalacağım. | Open Subtitles | إنّك بما فعلته، سأظل مدينًا لك إلى الأبد. |
| Kızım hayatını sana borçlu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالتْ لي إبنتي إنّها مدينةٌ لكَ بحياتها |
| sana borçlu olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | تصورت بأنّي مدينٌ لك. |
| Çin sana borçlu. | Open Subtitles | الصين ستكون مدينه لك |
| Ben, şahsen sana borçlu değilim ama toplu olarak "biz" borçluyuz. | Open Subtitles | أنا، شخصيا، لا أدين لك بشئ لكن نوع من الجماعية نحن ندين لك بذلك، وأنت تحتاج إلى دوائك |
| Bana ayarladığın onca para, kendimi sana borçlu gibi hissediyorum, dostum. | Open Subtitles | كل ذلك المال الذي أعطيته لي أشعر أنني أدين لك بمعروف |
| Bunu söylemek için uygun bir zaman olmayabilir ama beni götürdüğün için sana borçlu kalacağım. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هذا لَيسَ أفضل وقتِ لإخْبارك لَكنِّي يَجِبُ أَنْ أَدِينَك لهذه الجولةِ. |