| Sakın ne işler peşinde olduğunuzdan haberim olmuyor sanmayın. | Open Subtitles | لكن لا تعتقدوا بأني لا أعرف كل ماتفعلونه |
| Tapınaklara gidip ibadet ederek kurtulacağınızı sanmayın, Tanrının istediği, kurban değildir! | Open Subtitles | لا تعتقدوا ان شعارئكم وذهابكم للمعبد سوف ينقذكم |
| Aklınızdan geçenleri bilmediğimi sanmayın. Siz ikiniz bana karşısınız. | Open Subtitles | لا تعتقد أننى لا أفهم قصدكما أنتما الأثنان ضدى |
| "İsa dedi ki; "Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. | Open Subtitles | "قال المسيح: لا تظنوني أتيت لأجلب السلام على الأرض. |
| Wade'in çetesinden korktuğumu sanmayın. Gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | لا تعتقد بأنني خائف من عصابة (وايد) لعمل ما هو ضروري |
| Erken kalkmayı sevdiğimi sanmayın. | Open Subtitles | 30 لا تعتقدي أنني أفضّل الاستيقاظ باكراً؟ |
| Ve sakın veletleri nasıl temizleyeceğimizi bilmiyoruz sanmayın. | Open Subtitles | ولا تحسب بأننا لا نَعْرف كَيف نَتخلّص منهم |
| Bu arada, geriye çekilip hiçbir şey yapmadan işlerin kendi kendine düzene gireceğini sanmayın. | Open Subtitles | خلال ذلك، لا تعتقدوا أنكم ستبقون متوارين في خلفية الأحداث منتظرين تحسن الأمور من تلقاء نفسها. |
| Ama bu defteri ciddiye almadığımı sanmayın. | Open Subtitles | ولكن لا تعتقدوا أننى لن أخذ أمر هذا الكتاب بجدية. |
| Yapmam sanmayın.Yarın işe bununla gideceğim. | Open Subtitles | لا تعتقدوا أنني لن أفعلها سأرتدي هذه أثناء الذهاب إلى العمل |
| Ve sakın oturdum diye bir daha ayağa kalkmayacağımı sanmayın! | Open Subtitles | وإذا جلست لا تعتقدوا أنني سأكون قادراً على الوقوف مرة أخرى |
| Burada kızlarla ne yaptığınızı bilmediğimi sanmayın. | Open Subtitles | لا تعتقدوا أني لا أعرف ماذا تفعلون هنا مع أولئك الفتيات |
| Ama kolay olduğunu sanmayın. | Open Subtitles | ولكن لا تعتقدوا بأنّ الأمر كان سهلاً |
| Bir dakikadan az zaman kaldı. Bunu patlatmayacağımı sanmayın. | Open Subtitles | لديك أقل من دقيقة لا تعتقد أننى لن أفجر هذا الشىء |
| Ben öyle... Hep böyle ürkek olduğumu sanmayın ama zor bir durumdayım doktor. | Open Subtitles | أتمنى الا تعتقد أننى بهذة الحالة دائماً |
| O'nun kendi oğlu dedi ki, "Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. | Open Subtitles | ابنه قال: "لا تظنوني أتيت لأجلّب السلام على الأرض. |
| Beni kuşkucu bir inanan sanmayın, Peder. | Open Subtitles | لا تعتقد بأنني شخص شكاك |
| O melek yüzünüzün ardındakileri göremediğimi sanmayın. | Open Subtitles | شكرا لكي.. لا تعتقدي أنني واثقة فيكم |
| - Tamam. Velet avındayız. Ve sakın veletleri nasıl temizleyeceğimizi bilmiyoruz sanmayın. | Open Subtitles | نحن صائدو الاطفال ولا تحسب بأننا لا نَعْرف كَيف نَتخلّص منهم |
| Ve baş sallayarak bütün zor işlerden kurtulacağınızı sanmayın. | Open Subtitles | ولا تعتقدوا أنكم خارج كل هذا العمل بمجرد استرخائكم |