| Hayır değil. Adalete Teslim Edilen sapıklar demek. | Open Subtitles | كلا, في الحقيقة تعني المنحرفون يذهبون إلى العدالة |
| Zaten öyle olmalı. Lanet olası sapıklar. | Open Subtitles | كان عليّ أن أفكر بذلك أيضًا, المنحرفون الأوغاد. |
| keşke genç sapıklar tarafından tahrif edilmeseydi... aslında çok yararlı. | Open Subtitles | الكتب التي لم تُخرب بواسطة المراهقين المنحرفين كانت مفيدة للغاية |
| Kilisenin pis sapıklar ya da zayıf kişiler tarafından değil de Tanrı korkusu olan biri tarafından yönetilmesinin zamanı geldi. | Open Subtitles | أنه مجرد وقت وهذة القرية . تحصل على أناس طيبين بدلاً من مجرد حفنة من . الجبناء و المنحرفين القذرين |
| Artık değilsin.Görmem gereken sapıklar ve yazmam gereken bir roman var şimdi ikile! | Open Subtitles | ليس بعد الآن،عِنْدي منحرفين لأراهم و رواية لأنهيها |
| Gey olduğumu bildiklerini biliyorum, sadece onlarla bunu gerçekten de konuşmak istemiyorum. Oh, ne kadar da sapıklar. | Open Subtitles | أعلم بأنهم يعرفون بأني شاذة، أنا حقاً لا أريد أن أتحدث عن ذلك معهم، إنهم حقاً منحرفين |
| Japonya'nın her tarafından toplanmış sapıklar vardı. | Open Subtitles | يأتينا منحرفون من جميع أنحاء اليابان |
| Bu sapıklar normalde gündüz vakti ortaya çıkmaz. | Open Subtitles | حسناً ، عادة مايبتعد هؤلاء المنحرفون عن الأنظار في وضح النهار |
| Hepsi bu kadar sapıklar! | Open Subtitles | هذا فقط ما سوف تحصلون عليه أيها المنحرفون |
| sapıklar özellikle Lolita adlı kitabı okumaya bayılırlar. | Open Subtitles | أتعرف؟ المنحرفون يحبون كتاباً يسمى لوليتا |
| Adalete Teslim Edilen sapıklar'ın müdürü. | Open Subtitles | الرجل الذي يدير "المنحرفون يذهبون للعدالة" |
| Dinleyin! Tüm sapıklar eşit yaratılmıştır. | Open Subtitles | انصتوا إليّ، خُلق المنحرفون متساويين |
| Yaşlı sapıklar aletlerini yalamamı istiyordu. | Open Subtitles | فكان علي تباً لؤلائك المنحرفين كان يجب أن أمتعهم كي يقبلوا |
| Ne vampirler ne de vampirleri seven sapıklar hiçbir hakkı haketmiyorlar. | Open Subtitles | لا مصاص دماء ولا احد من مصاصي الدماء هؤلاء وبالأخص المنحرفين جنسياً يستحق أيه حقوق |
| Şehirdeki sapıklar sağ olsun daha önümde birkaç güzel yıl olduğunu anladım. | Open Subtitles | إذًا ، شكرًا لكل المنحرفين في المدينة الآن تأكدت أنها لم يزال لدي حياة أمامي |
| Dünyanın her yerindeki sapıklar. Sadece Chicago değil. | Open Subtitles | فقط شيكاغو في وليس , كله العالم في منحرفين هناك |
| Üst düzey sapıklar, yamyamlar kurbanlarının tırnaklarıyla mozaik yapan seri katiller. | Open Subtitles | منحرفين الدرجة الأولى ومفترسين السفاحين الذين يمثلون بجثث ضحاياهم |
| Günümü sapıklar ve fahişelerle geçirdim. | Open Subtitles | امضيت اليوم مع منحرفين و عاهرات |
| Söylemiştim değil mi? sapıklar. | Open Subtitles | أترى ما أقصده منحرفون |
| Dışarıda sapıklar özgürce dolaşırken babanın evden çıkmana izin vermesine inanamıyorum. İzin almadım ki. | Open Subtitles | لا أصدق أنَّ والدكِ سمح لكِ بالخروج بوجود ذلكَ القاتل - لم يفعل - |
| - sapıklar genelde yakınlık arayan içine kapanık kişilerdir. | Open Subtitles | - الملاحقون الذين يسعون لتكوين العلاقات عادة يكونون انطوائيين. |
| sapıklar normal değildir. | Open Subtitles | الشاذون ليسوا عاديين |
| İdamlıklar ve sapıklar, ne olmuş yani, nasıl olsa ölecekler. | Open Subtitles | محكومٌ عليهم بالإعدام, معتوهون, وإن يكن. استحقوا ذلك على كل حال, صحيح؟ |