| Analizin doğru gibi görünüyor, Sam. Uzayda ölü gibi duruyor ama sapasağlam. | Open Subtitles | يبدو تحليلك صحيحا سام أنها متعطلة لكنة سليمة |
| Ama en etkileyici kısmı bu değil. Doku hücreleri sapasağlam. | Open Subtitles | لكن ليس هذا الجزء المدهش خلايا النسيج مازالت سليمة |
| Kralın gemisi sapasağlam demirlemiş durumda, orada saklanıyor. | Open Subtitles | سفينة الملك سالمة في فجوة خفية انظري ها هي مخبأة هناك |
| Lastikler sapasağlam, ve bunlardan söyleyebileceğimiz... ters olan hiçbir şey olmadığı. | Open Subtitles | الاطارات كانت سليمه ومن هذا نستطيع ان نقول... |
| O yaptı ve burada sapasağlam, turp gibi oturuyor öyle. | Open Subtitles | أصابتني بهذا وتجلس أمامي بوضوح وسليمة تمامًا. |
| Bana sapasağlam dön. | Open Subtitles | عُد إليّ سالماً |
| Jaguar onu bize getirdi, sapasağlam olarak. | Open Subtitles | . الجاكوار أعاده إلينا سليماً معافى |
| - Yaşıyor evlat, sapasağlam. | Open Subtitles | هو على قيد الحياة، يا بني آمن وسليم |
| sapasağlam kadın montumu giymişti. Bense soğuktan donuyordum. | Open Subtitles | إنها إمرأة سليمة جسديأً ترتدي سترتي، إنني أتجمّد برداً. |
| 14 insan öldü, 1 milyon dolarlık hasar meydana geldi. Ama bina, bu güne kadar sapasağlam ayakta kaldı. | Open Subtitles | مات 14 شخص ، و الخسائر مليون دولار لكن البناية تقف سليمة إلى يومنا هذا |
| İçinde şaşılacak miktardaki yük ile birlikte bulundu ve hala sapasağlam. | Open Subtitles | وُجِدت وكميَّة مذهلة من شحنتها كانت سليمة. |
| Her neyse, sapasağlam şekilde geri döndüm. | Open Subtitles | بأيّ حال, لقد عدت سليمة معافاه |
| Bütün söndürücüleri kontrol ettim. Hepsi de sapasağlam. | Open Subtitles | كلا، لقد تفقدت كل الرشاشات، إنها سليمة |
| Merak etme, sapasağlam geri getireceğim. | Open Subtitles | لا تقلق. سوف نعيدها، سالمة ومعافاة. |
| Öncelikle, seni sapasağlam evine göndereceğim. | Open Subtitles | سأعيدك إلي دياركِ سالمة آمنه. |
| - ...ama bu paneller sapasağlam. | Open Subtitles | لـكن هذه اللوحات سليمه. |
| Seni eve geri istiyor...güvende ve sapasağlam. | Open Subtitles | انه يريد منك العودة الى الوطن ، / / آمنة وسليمة. |
| Tess seninle mi? Evet, sapasağlam. | Open Subtitles | نعم نعم ، آمنة وسليمة |
| Oğlunu sana sapasağlam verdik, Mike. Onu kaybeden sendin. | Open Subtitles | أعدناه لك سالماً يا (مايك) وأنت من ضيّعه |
| Ama sapasağlam çıkıp geldin. | Open Subtitles | ولكنك تأتي إلى هنا سليماً معافى |
| Burada işte. sapasağlam. | Open Subtitles | ها هو , آمن وسليم. |
| Kapıdan çıkan adam sapasağlam ve hayatta. | Open Subtitles | الرجل الذي يخرج من الباب حي يرزق |
| Ama ertesi sabah yatağında sapasağlam ortaya çıkınca, ortada araştırılacak bir şey kalmadı. | Open Subtitles | عندما ظهر أنه في السرير في صباح اليوم التالي، بخير وسلام... لم تكن هنالك قضية... |