| satın alıyorlar. Bu debriyaj. | Open Subtitles | يشترونه كامل مع الفاصل،لكن المشكلة الآن في |
| Savaş için kuzeye giden her şeyi satın alıyorlar. | Open Subtitles | أيّ شيء يذهب إلى الشمال يفيدهم في الحرب، يشترونه. |
| Kavanozda bile satın alıyorlar. | Open Subtitles | يشترونه حتّى في البرطمان . |
| Bu Moskova'da çalışan bir websitesi, bu adamlar enfekte olmuş bilgisayarları satın alıyorlar. | TED | هذا الموقع يعمل في موسكو حيث يشترون حواسيب مصابة |
| Bu demektir ki bu John'lar muhtemelen gün ortasında seks satın alıyorlar. | TED | وهذا يعني أن الزبائن من المحتمل أنهم يشترون الجنس في منتصف وقت العمل. |
| Bugün bunları orduya 70 bin dolar civarında bir fiyata satıyoruz ve onlar ne kadar hızlı yaparsak o kadar hızlı satın alıyorlar. | TED | نبيع هذه المعدات للعسكريين حاليا بحوالي 70000 دولار وهم يشترون منها كل ما يمكننا إنتاجه |
| Kavanozun içinde bile satın alıyorlar. | Open Subtitles | يشترونه حتّى في البرطمان . |
| Hatırlarsam söylerim. Çiftçilerin kıçına tekmeyi basıp, Arazileri bedavaya satın alıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينهكون المزارعين وبعد ذلك يشترون أراضيهم للفول السوداني. |
| Uh, evet. Aşağıdaki peruk mağazasında hala insan saçı satın alıyorlar mı? | Open Subtitles | صحيح ، هل مازالوا يشترون الشعر البشري في متجر الشعر المستعار؟ |
| Ruslar şehrin her yerinde binaları satın alıyorlar. Bu bina da dahil. | Open Subtitles | الروسييون يشترون مباني المدينة بما فيها هذا |
| Bu şehir. Bu herifler kullanmak istemedikleri senaryoları satın alıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء القوم يشترون سيناريوهات دون رغبتهم في تصويرها |
| Şehirlerarası Arazi Islahı'ndandılar. David'in binasını benden satın alıyorlar. | Open Subtitles | انهم شركة انتر سيتى لاند للتنمية انهم يشترون مصنع ديفيد منى |