| Dinle, ilk önce, çip'i onun bildiği tek yer olan, o havaalanında satacaksın, | Open Subtitles | اسمع, قبل كل شيء, ستبيع الرقاقة في المطار. المكان الوحيد الذي تعرف بأمره |
| - Yani bu kitapları satacaksın ve ben payımı alamayacağım, öyle mi? | Open Subtitles | إذن ستبيع هذه الكتب، ولا أحصل أنا على نسبة ؟ أجل. |
| Bugün yüzüğünü, yarın zincirini yedi gün içinde saatini satacaksın. | Open Subtitles | اليوم تبيع خاتمك , غداً السلسة بعد سبعة أيامٍ الساعة |
| Ve eğer bana yardımı olacağı için arabanı satman gerekiyorsa, o lanet arabanı satacaksın ! | Open Subtitles | وما دمت قد احتجت منك أن تبيع هذه السياره لكى تساعدنى فستفعل |
| Bu zor çünkü, dalgayı özel bir guruba satacaksın, anladın mı? | Open Subtitles | إنه صعب لأنك ستبيعه لطائفة معينة من الناس، أتفهم؟ |
| Geri kalan mobilyaları da satacaksın, bu evden ve bu eve gelen davetsiz misafirlerden kurtulacaksın. | Open Subtitles | ستبيعين ماتبقى من أثاثكِ وتتركين هذا المنزل بمن فيه من دخلاء , وسأخذك إلى منزلكِ الجديد |
| Uyuşturucu almak için mi satacaksın? | Open Subtitles | هل ستبيعها و تبتاع بثمنها مخدرات ؟ |
| Uyuşturucu için bunları mı satacaksın? | Open Subtitles | هل ستبيع تلك الأغراض لتبتاع بها مخدرات ؟ |
| Hayvanlarını onun istediği fiyattan ve sadece ona satacaksın. | Open Subtitles | ستبيع أبقارك له فقط، وبالسعر الذي يريده. |
| Duvarı inşa etmek için araziyi devlete satacaksın sanıyordum. | Open Subtitles | من أينَ سأحصل على هذا المال؟ ظننت أنكَ ستبيع الأرض للحكومة |
| Benim işimi bile koruyamıyorsun, şirketi nasıl satacaksın? | Open Subtitles | لا يمكنك حتى إنقاذ وظيفتي، كيف ستبيع الشركة؟ |
| Bunları az önce çaldığın insanlara geri mi satacaksın? | Open Subtitles | هل ستبيع هذا الغذاء للناس الذين سرقته منهم؟ |
| Yani demek istediğim, alıcıların ölmeye başladığında, hormonu kime satacaksın ki? | Open Subtitles | اقصد إذا بدأ زبائنك بالموت، فلمن قد تبيع بضاعتك؟ |
| Babasının nalbant dükkanında günde 10 saat tırmık satacaksın. | Open Subtitles | أن تقضي 10 ساعات كل يوم و أنت تبيع التجيهيزات في محل أبيها.. |
| Washington Üniversitesi'ne seks dersi mi satacaksın? | Open Subtitles | تريد أنّ تبيع جامعة واشنطن حصّة عن الجنس؟ |
| Beni dinle, bunu satacaksın yoksa doğruca Kempeitai'ye gider ve bana sattığın kurşunları anlatırım. | Open Subtitles | فلتصغي إليّ، سوف تبيع هذه القطعة وإلا سأذهب مباشرة للشرطة العسكرية وأخبرهم بشأن الرصاصات التي بعتها لي |
| Ona izleme cihazı konmuş sahte bir izotop satacaksın. | Open Subtitles | أنت ستبيعه نظائر مشعة مزيفة جهّز مع تتبع الأداة، |
| Bir mağazada sütyen mi satacaksın? | Open Subtitles | ستبيعين الثياب الداخلية في المخزن الرئيسي ؟ فقط جزئيا |
| Yani beni öylece satacaksın, öyle mi? - Seni satmıyorum. | Open Subtitles | تعني انك ستبيعني هكذا بكل بساطة ؟ |
| Yani çöpten topladığın ayakkabıları satacaksın. | Open Subtitles | لذا أنت تَبِيعُ الأحذيةَ مِنْ القمامةِ؟ |
| Ne satacaksın? | Open Subtitles | ومالذي ستبيعينه ؟ |
| Şimdi de küçük iş madalyanı almak için kurabiye satacaksın. | Open Subtitles | والآن, أنه الوقت لبيع بعض الكوكيز, لتحصلي على شارة أعمال البيفر الصغيرة |
| Hayatının geri kalanında kadın ayakkabısı satacaksın. | Open Subtitles | أنت ذاهب لبيع الأحذية النسائية لبقية حياتك. |