| Bay Magorium'un Mucize Dükkânı. Oyuncak satarız. Araba viteslerini tamir etmeyiz. | Open Subtitles | متجر السيد ماجوريوم العجيب , نبيع الدمى ولا نوصل الدمى للمنازل |
| Bu fiyatla günde bir düzine satarız. | Open Subtitles | نحن نبيع الكثير منه خلال يوم واحد فى حدود هذا السعر |
| Bu fiyatla günde bir düzine satarız. | Open Subtitles | نحن نبيع الكثير منه خلال يوم واحد فى حدود هذا السعر |
| Tanesini de iki franka satarız. | Open Subtitles | حتى يبلغ عمرهم ثلاثة أيام ونبيع الواحد بـــــ فرنكان |
| Şey, belki gelir veya belki parçalarını hurda olarak satarız. | Open Subtitles | ربما سيفعل و ربما سنبيع أجزائه فقط كخرده |
| O saçların artık sana bir faydası yok. Onları paketleyip O'Brien'a satarız. | Open Subtitles | سنبيعه لأو برين وسنعطي الأموال لأطفال أفريقيا |
| Biz insanların gezinemye korktuğu yerlerden gelen yasak şeyler satarız. | Open Subtitles | نبيع أغراض ملعونة آتية من أماكن يخشى الإنسان دخولها |
| Burayı anında satarız. | Open Subtitles | أنت تعرف، يمكن أن نبيع هذا المكان في ثانية |
| Bazen karar veremediğimizde akşamIarı da satarız. | Open Subtitles | أحياناً، نبيع أوقات المساء حينما لا نعتمد قرار. |
| Burada hayal edilebilir her tür şeyi satarız, Mutant. Karınca evlerinden zepline kadar. | Open Subtitles | اننا نبيع كل ما يمكن بيعه ميوتن من الانتون الى الزفلون |
| Umarım, orayı çok iyi bir fiyata satarız böylece tekrar garsonluk yapmak zorunda kalmam. | Open Subtitles | أمل أن نستطيع أن نبيع هذا المكان بالكثير من المال إذاً, ليس عليّ إنتظار الجداول أبداً , أبداً مجدداً |
| İkinci kural: otu gramına göre ya da sekizlik şekilde ya da yüzlük şekilde satarız. | Open Subtitles | رقم إثنان: نبيع العشبة بالغرام بالجرعة، وبالأونصه |
| Toptan alırız, birleştiririz, perakende satarız. | Open Subtitles | ،سنشتري البيع كله، ونجمعه نبيع بالتجزئة. |
| Sonra döneriz ve senin günümüz modern Amerikan jigolosu hikâyeni satarız. | Open Subtitles | آنذاك نبيع روايتك المُعنونة بالحياة العصرية للعاهر الأمريكي ما رأيك؟ |
| -Evet, mallarımızı başka yerde satarız. | Open Subtitles | نعم , الأفضل أن نرحل ونبيع الحمولة فى مكان آخر |
| Sahil koltuklarını kumla dolduralım ve Pina Coladas'ları 10 $'a satarız. | Open Subtitles | سنملأ الرمال بمقاعد البلاج ونبيع الواحدة بعشرة دولارات |
| Tuzlularsa, daha çok bira satarız. | Open Subtitles | ، إذا كانوا مالحين هذا يعني اننا سنبيع المزيد من الجعه |
| Malı kızlar aracılığıyla satarız, ucunun bana dokunmaması gerek. | Open Subtitles | سنبيعه بجانب الفتيات لكن لا أستطيع فعلها بنفسي |
| Adına "Çırpılmış Turşu" deriz ve gençlere satarız. | Open Subtitles | "و نطلق عليها السوط المخلل" "و نبيعها للمراهقين"! |
| Öyle fazla satarız ki sonuçta hisse dibe vurur ve ertesi gün çerez fiyatına hepsini geri alırız. | Open Subtitles | نقوم ببيعها بشكل مكثف والسعر سوف ينهار ونشتريها كلها مجدداً في اليوم التالي بأبخس الأثمان |
| Şirketi günün sonuna kadar tutarız, sonra yarın tekrar satarız. | Open Subtitles | سنستمر بالعمل لبقية اليوم، ونبيعه غداً إذاً. |
| Dükkanı satmak istiyorsan, güzel satarız. | Open Subtitles | اذا كنتِ تريدين بيع المكان لا بأس سوف نبيعه |
| Evet. Eğer onları yener ve karta dönüştürürsek çok paraya satarız. | Open Subtitles | أجل، إذا هزمناهم وحوّلناهم بطاقاتٍ، فقد نبيعهم بنقود طائلة. |
| Kadifeli kutulara koyup postayla satış yöntemiyle satarız. | Open Subtitles | ونبيعها عن طريق البريد يمكن أن أحصل على سعر جيّد |
| Bilmiyorum Snake, belki de kapı kapı dolaşıp ampul satarız. Bu harika. | Open Subtitles | لا أعرف، ربما يمكننا بيع المصابيح على البيوت |
| O zaman bir hayır kurumu için onları açık arttırmada satarız. | Open Subtitles | أعتقد بأنّنا سنبيعهم بالمزاد من أجل مؤسسه خيريه |