| Kendi geleceğini kendin yaratırsın. Onun için savaşırsın! | Open Subtitles | فأنت من تصنع مستقبلك ، لذلك يجب ان تقاتل من أجله |
| O siperde seninle beraber olan asker arkadaşların için savaşırsın. | Open Subtitles | أنت تقاتل لأجل زملاءك الجنود الذين في الحفرة معك |
| Mağara adamlarıyla savaşırsın ve egzotik iblis prenseslerle aşk yaşarsın. | Open Subtitles | تحارب الاشخاص غير الاجتماعيين و تحب أميرات الشياطين |
| Bir şeye değer veriyorsan savaşırsın. | Open Subtitles | إذا كُنت تهتم لشيء فعليك أن تحارب من أجله. |
| Hey, sen savaşırsın, ben konuşurum. İkimizin de kendi yetenekleri var. | Open Subtitles | . هاي , انت تقاتلين , وانا اتحدث . كلٍ منا له مواهبه |
| - savaşırsın. - Hayır, hayır. | Open Subtitles | ـ تقاتلين ـ كلا، كلا، كلا |
| Ama bir şeye inanırsan, gerçekten inanırsan onun için savaşırsın. | Open Subtitles | ...ولكن إن كنتِ تؤمني بشيء تؤمني حقًا إذًا ستحاربين لأجله |
| Kalır, mutlu olmak için savaşırsın! | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى وتقاتل من أجل سعادتك هناك أشخاص يمكنهم ذلك |
| Sen altın için savaşırsın bana fiyatını söyle. | Open Subtitles | أنت تقاتل من أجل الذهب، لدي الكثير من الذهب، خذ ما تُريد |
| Senin olan şey için savaşırsın. | Open Subtitles | في هذه الأرجاء أنت تقاتل من أجل ما تملكه. |
| Korsan gemiye bindiği zaman gemiyi batırmazsın, lanet korsanlarla savaşırsın. | Open Subtitles | عندما يصعدون القراصنة أنت لا تغرق السفينه بل تقاتل القراصنه الملاعين |
| Bir lider için savaşmazsın. Onun nedenleri için savaşırsın. | Open Subtitles | ليس من الصواب أن تقاتل من أجل القائد، بل الصواب أن تقاتل من أجل قضيّته. |
| Onu gerçekten seviyorsan onun için savaşırsın. | Open Subtitles | .. لو كنت حقاً تحبها سوف تقاتل من اجلها |
| Yanında savaşan adam için savaşırsın. | Open Subtitles | أنت تقاتل للرجل الذي يساندك، |
| Ve bazen sadece bir şeye sahip olduğun için savaşırsın. | Open Subtitles | وفى بعض الأحيان تحارب بضراوة لتحظى بعائلة. |
| Çünkü ya sörf yaparsın ya savaşırsın. | Open Subtitles | هذا جيد يا بنى لإن الخيارات "تحارب أو تركب الموج" |
| Bunu yaparsın, ailen için savaşırsın. | Open Subtitles | هذا ما تفعله. تحارب من أجل عائلتك. |
| Sonuna kadar savaşırsın. | Open Subtitles | تقاتلين حتى النهاية |
| - savaşırsın. - Hayır, hayır. | Open Subtitles | ـ تقاتلين ـ كلا، كلا، كلا |
| Yemek için savaşırsın. | Open Subtitles | تقاتلين من أجل الأكل. |
| Ama sen ortada büyük bir dava olduğunu düşündüğün sürece beni ve Erica'yı korumak için savaşırsın. | Open Subtitles | لكن، طالما أنكِ تعتقدين أنّ هناك قضية كبيرة، ستحاربين لحمايتي و (إيريكا) |
| Ya bebek kaşığınla orada oturursun ya da benim yanımda durup savaşırsın. | Open Subtitles | يمكنك أما أن تجلس هناك مع ملعقتك الصغيرة أو يمكنك أن تقف بجانبي وتقاتل |
| - Bununla nasıl savaşırsın bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف يمكنك محاربة ذلك. |