| Belki savaş meydanında değil, ama... cesaretin birçok biçimi vardır. | Open Subtitles | ..ربما ليس فى ساحة المعركة لكن هناك أشكال عدة من الشجاعة |
| Senin baban, benim babam, tüm atalarımız ve savaş meydanında can veren binlerce insan! | Open Subtitles | أباك الملك, هو أبي الملك وأسلافنا واحدة وجميع الآف الجنود في ساحة المعركة |
| Eski düşmanım bir kez daha savaş meydanında karşılaştık. | Open Subtitles | ،إذن يا خصمي القديم نلتقي مجدداً في ساحة المعركة |
| savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
| Eğer gerçek bir savaşçıysan, o zaman Celaleddin'le savaş meydanında savaş. | Open Subtitles | لو كنت مقاتلاً حقيقياً لواجهت جلال في أرض المعركة بشرف |
| Eğer Kral ve onun bütün destekçileri dönmüş olursa savaş meydanında, elinde kılıç Kral ve onu destekleyen herkesle savaşırmış. | Open Subtitles | وإذا ما نفذ الملك ذلك التحرك وجميع أتباعه فأنه سيقف لقتالهم في الميدان حاملا سيفه في يده ، ضد الملك |
| Tek istediğin savaş meydanında kılıcını savurup durmak. | Open Subtitles | جل ما تريده هو التلويح بسيفك في ساحة المعركة |
| Evde korkularla yüzleşirken Kevin de savaş meydanında kendi korkularıyla yüzleşti. | Open Subtitles | , بينما أنت ِ واجهت ِ الرعب هنا في الوطن كيفين واجه رعبه في ساحة المعركة |
| Beni o savaş meydanında öldürecektin. | Open Subtitles | هل ينبغي أن يكون قتل لي في ذلك ساحة المعركة. |
| Sayın Başkan, savaş meydanında ölü ya da diri hiçbir komando esir alınmamıştır. | Open Subtitles | سيدي الئيس، لم يُمسك بكتيبة بحرية من قبل أو تُركَت في ساحة المعركة سواء حيه أم ميته |
| savaş meydanında yeniden otlar yeşerecek. | Open Subtitles | وعُشب طويل سيغطّي ساحة المعركة |
| Efendim, savaş meydanında yalnızız. | Open Subtitles | جلالتك ، نقف بمفردنا في ساحة المعركة |
| Bir gün savaş meydanında karşı karşıya geleceğiz. | Open Subtitles | يوما ما ، سنواجه بعضنا في ساحة المعركة |
| savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
| savaş meydanında takım çalışması konusunda hayati dersler alınmıştı. | Open Subtitles | وتعلموا دروساً حيوية حول العمل الجماعي في ميدان المعركة. |
| Carlisle'ın Yorkshire'da savaş meydanında tanıştığı bir vatansever, en ilginç yandaşımız olacaktı. | Open Subtitles | الوطني الذي قابله (كارليل) للمرة الأولى (في ميدان المعركة في (يورك تاون يصبح الحليف الغير متوقع بالمرة |
| savaş meydanında kâfire kılıç sallarken hep yanımdaydı. | Open Subtitles | كانا معي بينما كنت أقاتل الكفار على أرض المعركة |
| Kamikaze Birliği'ndeki birini ancak savaş meydanında bizzat bulunmuş olanlar anlayabilir. | Open Subtitles | المشاعر المؤلمة لعضو قوة الهجوم الخاصة لا يمكن أن يفهمها سوى أحد الذين تم إرسالهم إلى أرض المعركة |
| savaş meydanında her şey saniyeler içinde değişebilir. | Open Subtitles | الأمور تتغير كلَّ ثانية في أرض المعركة. |
| Majesteleri, tek yapabileceğim, savaş meydanında kazanacağım onur ve şan için Tanrı'ya şükretmektir. | Open Subtitles | جلالتك, لا يسعني إلا شكر الرب على الفرصة للفوز بالكرامة والمجد في الميدان |
| Senden yanayım. savaş meydanında da her daim yanında olacağım. | Open Subtitles | أنا معك، ودومًا ما سأكون في ساحة القتال معك |