| Bölge Savcılığı dava dosyasından bazı hatıraların saklanması için özel izin almıştı. | Open Subtitles | لدى المدعي العام إذنٌ خاص للاحتفاظ ببعض تذكارات المحاكمة في غلاف التذكار |
| Eğer onu beraat ettirmeseydiniz, Eyalet Savcılığı Ofisinde oturuyor olamazdı. | Open Subtitles | لو لم تبرئيه لما كان موجوداًً في مكتب المدعي العام |
| Sayın Yargıç, Bölge Savcılığı'yla görüştüm. Savcılık, tüm suçlamaların düşürülmesini talep ediyor. | Open Subtitles | سيادتك , لقد تحدثت مع النائب العام الولاية ترغب بإسقاط كافة التهم |
| O zaman neden Eyalet Savcılığı bürosuna gitmiyorsun? | Open Subtitles | حقا، حسنا، اذا لما لا تذهبى الى مكتب النائب العام |
| Bu nedenle Eyalet Savcılığı pazarlık yapmayacak, bu bir erteleme taktiği. | Open Subtitles | ولهذا السبب لا تقبل النيابة العامة أن تتفاوض.. إنه تكتيك للتأجيل |
| Bölge Savcılığı henüz daha fazla açıklama yapmaya hazır değil. | Open Subtitles | المدعي العام نفسه ليس مستعداً لأي شيء أكثر |
| Pam, 14 yıl Brooklyn Savcılığı'nda çalıştı. | Open Subtitles | كانت بام فى مكتب المدعي العام ببروكلن لمدة 14 سنة |
| Bölge Savcılığı suç mahallinin yeniden incelenmesini kabul etti. Güzel | Open Subtitles | وافق المدعي العام علي إعداة فتح مسرح الجرمية |
| Bölge Savcılığı'nın cinayet soruşturmasını yeniden açmasını sağladı. | Open Subtitles | جعلت المدعي العام يعيد فتح التحقيق في جريمة القتل |
| Bölge Savcılığı ile hergün irtibattayım | Open Subtitles | كنتُ على إتصال بمكتب المدعي العام كل يوم |
| Bölge Savcılığı Brian'ı 8 yıllık mahkumiyete razı etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | المدعي العام الأن يريده أن يقبل مساومة بــ18 سنة |
| Eyalet Savcılığı ofisine geri döneceksin. | Open Subtitles | سيتوجب عليكى ان تعودى الى مكتب النائب العام |
| ABD Savcılığı, mahkeme kararı ile gelip kayıtlarınızı inceledi mi? | Open Subtitles | هل مكتب النائب العام استدعى اي من سجلاتكم؟ |
| Ama tabi eyalet Savcılığı yarışını geride bırakman için iyi bir yol. | Open Subtitles | و لكن بالطبع ؛ إنها طريقة جيدة لوضع إنتخابات النيابة العامة خلفك |
| İşte Bölge Savcılığı'nın en iyi avcı köpeği. | Open Subtitles | ها هو المسترد الذهبي لمكتب المدعي العام في المنطقة |
| Ama sakladığı şey ben Bölge Savcılığı'nda çalışmaya başlamadan önce de vardı. | Open Subtitles | لكن الكمين كان قد رُتّبَ له قبل مدة طويلة من بدئي للعمل بمكتب المدعية العامّة |
| ABD Savcılığı ile konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث مع وزير العدل الامريكى. |
| Birleşik Devletler Savcılığı 35. maddeyi benim lehime işletmek istiyor. | Open Subtitles | مكتب الإدعاء العام قام بالتماس القانون 35 نيابة عني ، والذي إن تم تضمينه |
| 14 Ekim 1990, Busan Savcılığı | Open Subtitles | (14من شهر اكتوبر عام 1990 مكتب الادعاء العام في مدينة (بوسـان |
| Bu onlara Bölge Savcılığı'nın korktuğu mesajını verir. | Open Subtitles | سيعطي ذلك انطباعاً بأنّ مكتب المدّعي العام مرتعب |
| Eğer o yaptıysa, bölge Savcılığı ile anlaşma yapmak çok akıllıca olurdu. | Open Subtitles | ،إن كان كذلك فإنه لأمر ذكي للغاية بأن يعقد صفقة مع مكتب مدعي عام المقاطعة |
| Savcılığı denedim. Kimse bana inanmadı. | Open Subtitles | حاولت اللجوء للمدّعي العالم، لكن لا أحد سيصدّقني. |
| Kocanız ve çocuklarınız bu Eyalet Savcılığı yarışında nasıl hissediyorlar? | Open Subtitles | و كيف يتعامل زوجكِ و أطفالكِ بشأن شق طريقُكِ للنيابة العامة ؟ |
| Bölge Savcılığı tutuklama için başka bir şeye ihtiyaç hissetmedi. | Open Subtitles | كان دامغاً، بحيث أن المدّعي العام لم يحتَجْ لشيء آخر للإدانة |