| İçinde yaşamak için eşya kutularımdan birini seçmeye çalışıyordum ben de. | Open Subtitles | كنت حرفيًا أنظر لصناديق تحزيم أغراضي وأحاول اختيار واحد لأعيش به |
| En iyi dostunun gözlerinin içine bakarsın ve geri dönüş yolunu bulmayı seçmeye devam edersin. | TED | تقوم بالنظر في عينَي صديقك المُقرّب، وتستمران في اختيار أن تبحثا عن طريق العودة إلى بعضكما مجددًا. |
| Biliyor musunuz, bunca zaman, Lily ve Marshall'ı harika bir çift olarak yakalayabileceğimiz bir anı seçmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | تعرفون، كل هذا الوقت، كنت أحاول التفكير لاختيار اللحظة المثالية لليلي ومارشال كزوجين |
| Çoğu insan koca seçmek yerine at seçmeye daha çok kafa yoruyor. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | معظم النساء يفكرن في إختيار حصان سباق بشكل أعمق من إختيار زوج |
| Ülkemizde aramızdaki en akıllı kişiyi seçmeye çalışırız. | Open Subtitles | حيث أننا في مجتمعاتنا نسعى إلى انتخاب الأكثر ذكاءا وعبقرية من بيننا |
| Bu noktada, su yerine elmasları seçmeye başlarsın. | TED | هذا يحدث عندما تبدأ باختيار الماس عوضاً عن الماء. |
| Ben 12 yaşındayken bir akşam geldi ve seni Samantha'yı seçmeye zorladı. | Open Subtitles | الرجل الذي أتى بتلك الليلة حين كنت بال 12 من عمري, وأجبرك على اختيار سامانثا. |
| Dört ay önce... bu duruşma için jüri üyelerini seçmeye başlamıştık. | Open Subtitles | منذ اربعة اشهر بدأنا في اختيار المحلفين لهذه المحاكمه |
| Onların kaptanı ve bizim kaptanımız oyuncu seçmeye başladı. | Open Subtitles | قائدهم و قائدنا بدأوا فى اختيار اللاعبين |
| Hatta, mümkün olduğunca babamdan daha farklı birini seçmeye çalıştığım halde, sizin gibi olamam. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد قمت بكل ما في استطاعتي لاختيار من ظننته مختلفًا عن والدي كليًّا |
| Kendi cinsel partnerini seçmeye anayasal hakkı var, tamam mı? | Open Subtitles | وإنما لديها الحق الدستوري لاختيار شريكها في الفراش، اتفقنا؟ |
| Eğlence merkezine bel bağlayan şirket Nathan'ın Canarsie'deki arazisini seçmeye zorlanabilirdi. | Open Subtitles | الشركة التى تبحث بناء جناح ستكون مجبرة لاختيار قطعة الأرض التى يملكها نايثان فى كانارسى |
| Takımlarını seçmeye başladıklarında ilk beni seçtiler. Bu harika. | Open Subtitles | وحين بدئوا في إختيار الفريق ، إختاروني أولاً |
| Okul seçmeye çalıştığımızı düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | أعني هل تتخيلنا نحاول إختيار مدرسة للطفل ؟ كلا .. |
| "Dört Rus tankı meydana girdiğinde işçi liderleri arasından bir grev komitesi seçmeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحاولون انتخاب لجنة إضرابية من زعامات العمال وحينها اقتحمت أربع دبابات روسية الميدان جنبًا إلى جنب |
| Robotlar yerine bir insan konusunu seçmeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك باختيار موضوع عن البشر بدل الروبوتات؟ |
| Hayır, bir seçmeye katılmak istiyorum yoksa beni arkadaşın ve müşterin olarak kaybedersin. | Open Subtitles | لا , فأنا أريد تجربة أداء التمثيل أو سوف تخسرني كصديقتك . و عميلتك |
| Oh, çocuklar seçmeye girmiyor. Hepsi oyunda yer alabiliyor. | Open Subtitles | اوه، ليس على الصغار أن يؤدوا تجربة الأداء الجميع يدخل. |
| Yumurcağa okul seçmeye başlamadan önce şunu bir dinleyin. | Open Subtitles | قبل أن تبدأ بإختيار المدارس للصغير ربما تريدان سماع هذا |
| Ama doğru olan şu ki, şu anda bir kral seçmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | لكن الحقيقة ليست هناك حاجة لإختيار أيّ ملك مطلقا |
| Mae, nişanlın seni seçmeye zorladıysa doğru adam değilmiş zaten. | Open Subtitles | ماي .. أذا خطيبكِ جعلكِ تختارين هو لم يكن الشخص المناسب في المقام الأول |
| Fayans seçmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكني أن أطيق انتقاء البلاط، |
| Pat diye seçmeye aldığına inanamıyorum. - Eee? | Open Subtitles | لا أصدق أنه كلفكم بتجربة أداء على حين غرّة. |
| - Beni seçmeye zorladılar. | Open Subtitles | - قامتا بتخييري - |
| Prenses adamın kaderini seçmeye zorlanıyor. | Open Subtitles | وأضطرت الأميرة أن تجلس في المنصة وتختار مصيره |
| Taraflarını seçmeye zorlayalım. Jackie Sharp da dahil. | Open Subtitles | لنجبرهم على اتخاذ جانب" وهذا يشمل (جاكي شارب) أيضاً" |