| Seattle'dan Louise'in Japon Amerikan toplama kampında hayatta kaldığını bilmek değil. | TED | ليس فقط معرفة أن لويز من سياتل نجت من معسكرات الاعتقال اليابانية الأمريكية. |
| 9 yaşımdayken arabayla tatile çıktığımızı hatırlıyorum. Seattle'dan Spokane'e gitmiştik. | Open Subtitles | أتذكر رحلتنا بالسيارة عندما كنت بالتاسعة سافرنا من سياتل حتى سبوكان |
| İşte sonunda akıllıca bir iş yaptın ve Seattle'dan kaçtın. | Open Subtitles | تفضلي ، أنتِ تقومين أخيراً بفعل الشيئ الصحيح بخروجك من سياتل |
| Seattle'dan dönerken, adamın teki yukarıdaki çantasını alırken koluma vurdu. | Open Subtitles | فى رحلة الرجوع من سياتل شخص ضربنى وهو يحمل حقيبته على رأسه |
| Eğer Turner ve Dalton bu gece Seattle'dan ayrılmaya çalışırsa, onları yakalarız. | Open Subtitles | إذا حاول ترنر ودالتن الرحيل من سياتل الليلة سنمسك بهم |
| Bu da Cotton'ın Seattle'dan buraya taşındığında siyasete atıldığı parti. | Open Subtitles | إنها حزب سياسي لكوتون بدأت عندما انتقل إلى هنا من سياتل |
| Bulabildiğim tek şey, Seattle'dan çalıntı araç bildirimi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أستطيع به العثور على السيارة المسروقة هو هذا التقرير من سياتل |
| Ve bu arada, Seattle'dan iki hafta önceki ödeme bana hiç ulaşmadı. | Open Subtitles | و ب الى س , لم أحصل على حقى من سياتل منذ أسبوعين |
| Ama son zamanlarda, Seattle'dan sadece kötü haberler alıyoruz. | Open Subtitles | ولكن في الآونة الأخيرة يبدو أن لدينا لا شيء غير الاخبار السيئة القادمة من سياتل |
| Seattle'dan, Virginia'daki bir tesise naklediliyor. | Open Subtitles | من سياتل ، إلى مبنى الـ إن تاك فى فيرجينيا |
| Ne de olsa Seattle'dan Cleveland'a ve aya uçmak pekte güven telkin etmiyor. | Open Subtitles | فأنتم من حوّل السفر من سياتل إلى كليفلاند إلى مشقة حقيقية والطيران إلى القمر لا يثير الثقة |
| Geçen yıl acil bir sinir nakli için Seattle'dan LaGuardia'ya uçmuştum. | Open Subtitles | لقد طرت بحالة طارئة لمتبرع من "سياتل" إالى "لاجورديا" العام الماضي |
| Ta Seattle'dan buraya hemen dönmek için gelmedik. | Open Subtitles | أهدئي يا "ديانا" نحن لم نقود كل هذه المسافة من سياتل لنرجع |
| Önemli bir uyuşturucu taciri yarın Seattle'dan buraya geliyor. | Open Subtitles | سيصل مهرّب مخدرات رئيسي من "سياتل" غداً. |
| Seattle'dan San Diego'ya kadar... tum ceteler birlikte calisiyor. | Open Subtitles | لدينا السيطرة على كل عصابة من " سياتل " و " سان دييجو متعاونين مع بعضهم الآن |
| Seattle'dan San Diego'ya kadar tüm ceteleri bagladık... beraber calısıyorlar artık. | Open Subtitles | لدينا السيطرة على كل عصابة من " سياتل " و " سان دييجو متعاونين مع بعضهم الآن |
| Mark, Carrie, bu Seattle'dan Lanie Kerrigan. | Open Subtitles | - مارك، كاري؟ - نعم؟ هذه لاني كيريجان من سياتل |
| Anne, Tommy Seattle'dan oranın yaka iğnesini getiriyordur belki. | Open Subtitles | اسمعي أمي ، "تومي" ربما سيحضر برج "سبيس نيدل" من سياتل |
| Seattle'dan, 19 yaşında bir üniversite öğrencisi. | Open Subtitles | طالبة جامعية عمرها 19 عاما من سياتل |
| Bu barlardan bazıları Seattle'dan yürütülen bir mafya ağının parçası. | Open Subtitles | بعض هذه الحانات جزء من مجموعة عصابات زحفت من (سياتل). |