| Büyükannem tavada Sebzeli eşek yapardı, muhteşemdir. | Open Subtitles | تستطيع جدتي إعداد طبق شهي من لحم الحمير المقلب مع الخضار. |
| Sütte buğulanmış, haşlanmış Sebzeli fileto dil balığı. | Open Subtitles | فيليه "سول" مغلية بالحليب مع الخضار المسلوقة |
| Bizi göndermek için Sebzeli hakaretler yetmez. | Open Subtitles | سيتطلب الامر أكثر بكثير من من إهانات على وزن الخضروات لإبعادنا |
| Bu yüzden Sebzeli pizza siparişi verdim, akıllı çocuk. | Open Subtitles | لهذا اشتريت بيتزا الخضروات أيتها الصغيرة |
| Mısır çorbası. Bir tane Sebzeli kızarmış pilav. | Open Subtitles | طبق من حساء الذرة الأرز المقلي بالخضروات |
| Garnitürlü kızarmış tavuğumuz var ve et yemeyen garibanlar için de Sebzeli lazanyamız var. | Open Subtitles | هناك دجاج مقلي و لزانيا نباتية لمن لا يأكل اللحم |
| Sipariş veriyorum ... iki makarna, biri Sebzeli, biri tavuklu. | Open Subtitles | أين عملت؟ خذ الطلب, اثنين معكرونة واحد بالخضار والثاني بالدجاج |
| Biz biftek yiyoruz, canım. Tofulu mu, Sebzeli dürüm mü istersin? | Open Subtitles | نتناول اللحم، عزيزتي، هل تريدين لفافة توفو أم لفافة خضار ؟ |
| Sebzeli turta ve kızarmış veggie salatası var. | Open Subtitles | لديّ هنا خضروات مطبوخة وسلطة أعشاب محمصة |
| Sarmısaklı ve domatesli kızarmış gözleme ve Sebzeli tapenade. | Open Subtitles | " خبز مشوي مع الطماطم والثوم المعمر " " وخليط الخضار مع تاباندا الأسكواتش " |
| Sebzeli lazanya yaptım, ama henüz hazır değil. | Open Subtitles | حضّرت لازانيا الخضار لكنها لم تجهز بعد |
| Ben Sebzeli japon yemeği alayım. | Open Subtitles | نعم, سأطلب طبق الـ"تيمبورا" مع الخضار من فضلك, |
| - Lezzetli görünüyor. Sebzeli yaz çorbamız. | Open Subtitles | - هو لدينا حساء الخضار الصيفية. |
| Onun yerine Sebzeli şeyler yediriyor büyüyüp daha güçlü hale gelmemi sağlıyorlarmış. | Open Subtitles | انها ستجعلنى اكل بعض الخضروات لانها ستجعلنى كبيرا وقويا |
| Yetişkin insanların çoğu Sebzeli şeyler yemen için sana bir sürü şey söyler ve bunların çoğu doğru bile değildir. | Open Subtitles | معظم الكبار سوف يقولون لك اى شىء حتى تأكل الخضروات ومعظم هذا ليس صحيحا |
| Sebze sevmiyor olabilirim ama Sebzeli kelime oyunlarında çok iyiyimdir. | Open Subtitles | لا أحب الخضروات ، ولكنّني أجيد التلاعب في الكلمات حسنٌ، اعترف بأنّ ذلك غير محتشم نوعاً ما |
| Bir Sebzeli omlet ve karaborsadan bulduğum domuz pastırması. | Open Subtitles | بيض بالخضروات للعشاق ولحم خنزير أبتعته من السوق السوداء |
| Şey, haşlanmış somon, kiş pastırması, Sebzeli frittata... | Open Subtitles | حسناً , يوجد سمك السلمون آه , اللحم المقدد , البيتزا بالخضروات |
| Pepperoni ve Sebzeli pizza. | Open Subtitles | وبيتزا نباتية وأخرى بالببروني هناك خذي ما تريدين |
| İki Manchurian, biri Sebzeli, bir tavuklu. yağda pilav? Hayır? | Open Subtitles | اثنين معكرونة واحد بالخضار والثاني بالدجاج, رز محمر؟ |
| Ben bir latte alacağım, ...çift peynirli Sebzeli sandviç ve bir bardak buzlu su. | Open Subtitles | اريد قهوة لاتيه ساندويتش خضار وضاعف الجبنة وماء مثلج |
| Sebzeli kavurmamız, köri ile pişmiş kuzu ve samsa böreğimiz var. | Open Subtitles | "لدّينا خضروات "كورما "لحم ضاني بالكاري"، "سمبوسة" |
| Pirinçli ve Sebzeli tavuk, tıpkı sevdiğiniz gibi. | Open Subtitles | دجاجة مع الأرز والخضروات وبالطريقة التي تحبها |