| Birisi bir şeyi sehpanın üzerine bırakmışsa bunu herkes alabilir demek. | Open Subtitles | حسنا عندما يترك شخص ما شيء على طاولة القهوة هذا يعني بأنه للجميع | 
| Her zamanki yerinde sehpanın altındaki sigara kutusun içinde. | Open Subtitles | في علبة السيجار تحت طاولة القهوة حيث يكون دائماً | 
| En son gördüğümde, sen vergi malzemeleriyle gelmeden önce sehpanın üzerindeydi. | Open Subtitles | آخر مرة رأيتهم فيها، كانت على طاولة القهوة قبل أن تدخلين علي بجميع أغراض ضرائبك. | 
| Evde kalıp sehpanın üzerindeki telefonunun ekranına kilitlensen daha iyiydi. | Open Subtitles | يمكنك فقط البقاء في المنزل و التحديق في هاتفك على طاولة القهوة | 
| -Lucy,Schroeder. Hani sehpanın üzerinde yatıyordun. | Open Subtitles | لوسي، شوردر، تَمتدُّ على المنضدة الصغيرةِ | 
| Çünkü sehpanın oyuklarında cilt hücresi vardı. | Open Subtitles | بسبب خلايا جسدها الموجودة على طاولة القهوة | 
| - Gelince sandalyeyi fırlattı sehpanın üstündekiler falan kırıldı. | Open Subtitles | قام بضرب الكرسي وهناك بعض الاشياء على طاولة القهوة | 
| Sandalyeyi fırlattı sehpanın üstündekiler falan kırıldı. | Open Subtitles | لقد ضرب الكرسي وكان هناك بعض الاشياء على طاولة القهوة | 
| Çünkü sehpanın üzerinde... kızın deri hücrelerini bulduk. | Open Subtitles | بسبب خلايا جسدها الموجودة على طاولة القهوة | 
| Ben küçük bir kızken giriş kapısından birkaç adım ötedeki oturma odamızda, sehpanın üzerinde bir kitap dururdu. | TED | حسناً! عندما كنتُ فتاةً صغيرة كان هنالك كتاب موضوع على طاولة القهوة بغرفة المعيشة فقط على بٌعد خطوات من باب منزلنا | 
| sehpanın üzerinde kurumuş kan var. | Open Subtitles | هل دماء جافّة على طاولة القهوة | 
| - sehpanın üzerinde duruyordu. | Open Subtitles | حسنا لقد كانت على طاولة القهوة | 
| Ama sehpanın üzerine çıkıp "Margaritaville" şarkısını söylerken? | Open Subtitles | عندما قفزت على طاولة القهوة .. وغنّيت "مارغريتا فيل"؟ | 
| sehpanın altında biraz kir gördüm. | Open Subtitles | أرى بعض القذارة تحت طاولة القهوة | 
| sehpanın altında biraz kir gördüm. | Open Subtitles | أرى بعض القذارة تحت طاولة القهوة | 
| Popom havada, sehpanın üzerine serildim. | Open Subtitles | أسقطت طاولة القهوة ومؤخرتي في الهواء. | 
| O sehpanın üstündeki kitabın adı "Bir Dünya Hayal Ediyorum" idi ve ben bugün devrimci öz güvenin en iddialı hayallerimizi gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olduğu bir dünyayı hayal ediyorum. | TED | كان أسم الكتاب الذي على طاولة القهوة "أحلم بعالم" "I Dream A World" واليوم أنا أحلم بعالم تعمل فيه الثقة الثورية على المساعدة في تحقيق أحلامنا الأكثر طموحاً الى واقع ملموس | 
| Sanırım, hemen sehpanın üzerinde olacak | Open Subtitles | أعتقد أنها هناك على المنضدة بجانب السرير | 
| sehpanın köşesine koyma şunları temizlikçi parası gibi. | Open Subtitles | لاتضع النقود هكذا على حافة المنضدة كنقود خادمة التنظيف | 
| Oraya, beyaz sehpanın öteki tarafına lütfen. | Open Subtitles | هناك فى الجانب الآخر من المنضدة من فضلكم | 
| Burayı eviniz bilin çocuklar. Sigaralar şu sehpanın üstünde. | Open Subtitles | تصرفوا كأنكم في منازلكم السجائر على تلك الطاولة |