| Hele de sadece sekiz kişinin yaşadığı bir ülkede yaşıyorsan. | Open Subtitles | نحن نعيش في بلد لديها ثمان أشخاص فقط يعيشون فيها |
| Zaten sadece sekiz kişinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في بلد لديها ثمان أشخاص فقط يعيشون فيها |
| En az sekiz kişinin katili olan bir kadından bahsediyoruz ve o Rolex senin onunla bir bağın olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | -نحنُ نتحدثُ بشأن أمرأةً قد قتلت ... على الأقل ثمان أشخاص ، و هناك ساعة (روليكس) تربطُكِ بها |
| Bir termo kontrol yaptım, içerideki sekiz kişinin hepsi onun çetesinden. | Open Subtitles | قمت بتدقيق حراري وكان ثمة ثمانية أشخاص كلّهم أفراد من عصابته |
| Yani, bir adamı kurtarmak için, sekiz kişinin hayatını riske atmanın mantığı nerede? | Open Subtitles | ما هى الحكمه؟ فى المخاطره بحياة ثمانية أشخاص لمجرد انقاذ شخص واحد؟ |
| sekiz kişinin ölümüne neden olmuş bir emri veren adam. | Open Subtitles | الرجُلُ الذي أعطى الأَمر الذي سَبَّبَ موتَ ثمانية أشخاص |
| Navigator'a sekiz kişinin rahat sığması gerekiyordu... | Open Subtitles | أعرف بأنّهم يقولون الملاح مفترض لإجلاس ثمانية أشخاص بارتياح |