| Bende senaryodaki bazı değişiklikler hakkında konuşmak... | Open Subtitles | حسناً، كنتُ أتساءل حول بعض التغييرات على السيناريو. |
| Ben de bu senaryodaki yerli oluyorum ve hepinizden nefret ediyorum. | Open Subtitles | لمعلوماتك انا المحليه فى هذا السيناريو واكرهكم جميعا |
| Bu senaryodaki zebra ben değilim. | Open Subtitles | اسمعوا أنا لست الحمار الوحشي في هذا السيناريو |
| Elimde "Ordinary People"ın senaryosu varken sayfalara şöyle bir göz attım. senaryodaki aşk hikayesi beni çok etkiledi, ilham verdi. | TED | إعتدت أن أقلب نص "Ordinary People" وكانت الرومانسية من السيناريو مذهلة ، بل ومصدر إلهام لي. |
| Bu hayali senaryodaki tüm detayları tamamlayınca, birdenbire para biriktirmenin önemli olabileceğini hissederiz ki o yaşlı adamın bir emeklilik parası olsun. | TED | بمجرد أن لديك كل التفاصيل لذلك السيناريو الخيالي، فجأة نشعر أنه ربما التوفير أكثر أهمية لذلك فأن ذاك الرجل لديه القليل من مال التقاعد. |
| İşlenmemiş, belirsiz, yüzeysel bir senaryodaki... onca karakter arasından doğru yüzü bulmak. | Open Subtitles | توضيح التفاصيل الدقيقة_BAR_ لكل شخصية حيث أنها في السيناريو خاصتك_BAR_ |
| Bu senaryodaki en büyük çelişki mantıksız olması. | Open Subtitles | مشكلة هذا السيناريو أنّه غير منطقي. |
| Peki bu senaryodaki Tanrı sen misin? | Open Subtitles | و هل ستكون الإله في هذا السيناريو ؟ |
| Oh, tıpkı senaryodaki gibi. | Open Subtitles | كما في السيناريو |
| S.O.M bu senaryodaki şansını pek beğenmedi. | Open Subtitles | الـ(م.س.أ) لا يحب فرصك في هذا السيناريو |