Evet, aradım. Sandım ki... Seni rahat bırakmaya ikna edebileceğimi sandım. | Open Subtitles | أجل , لقد فعلت ظننت أنه يمكنني أن اقنعه أن يتركك و شأنك |
Tamam, seni götüreceğim. Seni rahat bırakacağım. | Open Subtitles | حسناً، سوف أُخرجك و بعدها سوف أدعك و شأنك |
- O reklamlara bayılıyorum. Şu Avustralya aksanıyla bir kez konuş Seni rahat bırakayım. | Open Subtitles | أنا أحبّ تلك الإعلانات، فقط قلّد اللكنة الاستراليّة، و سأترككَ و شأنك |
Onlarla konuşur, Seni rahat bırakmalarını sağlarım. | Open Subtitles | سأتكلم معهم من أجلك وأجعلهم يتركونك وشأنك |
Sana bunu söyleyerek seni tehlikeye atıyorum ama belki sorun olmaz, çünkü ben ölmüş olacağım ve Seni rahat bırakırlar. | Open Subtitles | أنّي سأضعكِ في الخطر بقول هذا، لكن ربما أنه لا يهم الآن لأنّي سوف أموت، وسيتركونكِ وشأنكِ. |
Bu şeyi tamir edip çalıştırdığımda yeniden yola koyulacağım... ve önümüzdeki birkaç yıl için Seni rahat bırakacağım. | Open Subtitles | وبعد أن أنتهى من هناك سأسافرمرةأخرى... وسأخرج من شعرك لسنوات قليلة قادمة |
Seni rahat bırakacağıma söz vermiştim ama sana ulaşmam gerekti. | Open Subtitles | أقسمت بأن أتركك و شأنكِ و لكن كان عليّالاتصال بكِ |
Ben Seni rahat bıraktıktan sonra gökten bir şey düşüp her şeyi senin kârına mı düzeltti yani? | Open Subtitles | شئ سقط من السماء جعل كلّ شئ في صالحكِ مباشرةً بعد أن قمت بمساعدتكِ ؟ لا اعتقد ذلك |
Onun tatlı kıza çakıyor olması Seni rahat bırakacağı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | معاشرته لصديقتك الحلوة هناك لا تعني أنه سيتركك و شأنك |
Kasabadaki ve okuldaki herkes Seni rahat bırakmayacaktır. | Open Subtitles | أعني, كل شخصٍ في المدرسة ... و كل من البلدة لن يدعونك و شأنك |
Ben de Seni rahat bırakayım. Tamam mı? | Open Subtitles | و سأتركك و شأنك , حسناً ؟ |
Seni rahat bırakmamı istiyorsun, | Open Subtitles | تريد مني أن أتركك و شأنك |
Seni rahat bıraktıkları için memnun olmalısın. | Open Subtitles | كن سعيداً لانهم تركوك و شأنك |
Seni rahat bırakırlarsa onlara veririm. | Open Subtitles | سأعطيه لهم، و سيتركونك و شأنك |
İyi o zaman, artık Seni rahat bırakmam konusunu dert etmene gerek kalmadı. Zamanınızı harcadığımız için özür dilerim. İyi olmadı, Amos. | Open Subtitles | حسنا , لا تقلق بشأن تركى لك و شأنك انا اسفة لأننى اضعت وقتك (ليس جيد يا (اموس هل مازلتِ غاضبة بشأن العلاج النفسى ؟ |
Bana tek bir şey söyle, Seni rahat bırakayım. | Open Subtitles | فقط أخبرني بهذا الشيء الوحيد، وبعدها سأتركك وشأنك |
Yazdığın raporlarda benimle ilgili güzel şeyler olursa ve Cezaevi gözetiminden çıkarsam o zaman Seni rahat bırakacağım. | Open Subtitles | إن كان مذكور في تقاريرك أنّيأتصرفجيّداً، سأدعك وشأنك عندما لا أكون تحت الوصاية بعد الآن |
Ama bu adam hakkında bana bilgi verirsen Seni rahat bırakırım. | Open Subtitles | ولكني سأتركك وشأنك إذا أخبرتني عن هذا الرجل |
Sana bunu söyleyerek seni tehlikeye atıyorum ama belki sorun olmaz, çünkü ben ölmüş olacağım ve Seni rahat bırakırlar. | Open Subtitles | أنّي سأضعكِ في الخطر بقول هذا، لكن ربما أنه لا يهم الآن لأنّي سوف أموت، وسيتركونكِ وشأنكِ. |
- ... o zaman ağrı kesicilerini ayarlayıp Seni rahat bırakabilirim. | Open Subtitles | وسأخرج من هنا إنها ماهرة |
Seni rahat bırakacağıma söz vermiştim ama sana ulaşmam gerekti. | Open Subtitles | أقسمت بأن أتركك و شأنكِ و لكن كان عليّالاتصال بكِ |
Ben Seni rahat bıraktıktan sonra gökten bir şey düşüp her şeyi senin kârına mı düzeltti yani? | Open Subtitles | شئ سقط من السماء جعل كلّ شئ في صالحكِ مباشرةً بعد أن قمت بمساعدتكِ ؟ لا اعتقد ذلك |