| Senin arabanda iki kez seviştik, ve sen beni terk ettin. | Open Subtitles | نحن مارسنا الجنس في سيارتك مرتين و بعد ذلك رميتني |
| Senin arabanda olsaydık, senin istediğini dinlerdik. | Open Subtitles | عندما تكون في سيارتك يمكننا الأستماع لمحطتك |
| Senin arabanda kullanılan bombanın aynısı. | Open Subtitles | المادة المتفجرة نفسها المستعملة في سيارتك |
| Peki, o zaman neden Senin arabanda işlenmiş senin plakanı içeren bir trafik ihlâline dair celp bana geliyor? | Open Subtitles | حسنا, و لم تصلني إذن استدعاءات قضائية بخصوص مخالفات مرورية مرتكبة في سيارتك و تحمل رقم بطاقات ترخيصك؟ |
| - Oysa Senin arabanda giderken boş şeylerden konuşuruz. | Open Subtitles | في حين الطبيعي أن نركب في سيارتك ونقضي الوقت لا نتحدث بشيء |
| Telefonumu Senin arabanda bıraktım! Alo, McKenzie'ye ulaştınız. Lütfen mesaj bırakın. | Open Subtitles | لقد تركت هاتفي في سيارتك! مرحبا , أنا ماكينزي. |
| Senin arabanda yaptık. | Open Subtitles | لقد فعلناها في سيارتك |
| Senin arabanda konuşsak iyi olacak. | Open Subtitles | يجدر بنا التحدث في سيارتك |
| - Çünkü Senin arabanda oturuyorum. | Open Subtitles | لأني جالس في سيارتك |
| - Şimdi, Senin arabanda. | Open Subtitles | - الآن ، في سيارتك. |
| Senin arabanda beni sikti! | Open Subtitles | ! لقد ضاجعني في سيارتك |
| Hayır, Senin arabanda öldü. | Open Subtitles | -لقد مات في سيارتك. |
| Senin arabanda mı, Barry? | Open Subtitles | أهي في سيارتك يا (باري)؟ |