"senin yüzünü" - Traduction Turc en Arabe

• وجهكِ
• وجهكَ
• وجهَكَ

Bahçemizden çık, senin yüzünü görmek istemiyoruz!
أخرجي من ساحتنا، لا نريد رؤية وجهكِ بعد الآن

20 yıldır senin yüzüne bakıyorum. senin yüzünü asla unutmam.
لطالما كنتُ ناظراً لوجهكِ طوال 20 عاماً، لن أنسى وجهكِ أبداً.

Neden senin yüzünü emebilecekken, bu içeceği emeyim ki?
لماذا يتوجب علي أن أمص الشراب بينما أستطيع أن أمص وجهكِ

Her akşam yatmadan önce senin yüzünü hayal edip mi uyuyor?
هل كان وجهكَ آخر ما يراه قبل أن يذهب إلى النوم؟

O meslektaşa bakıp da senin yüzünü gördüğümde ne kadar şaşırdığımı hayal edebilirsin.
بوسعكَ تصوّر دهشتي حينما بحثتُ عن ذلك الزميل ورأيتُ وجهكَ

Onunki yerine senin yüzünü görüyorum sanki.
أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى وجهَكَ بدلاً مِنها.

Sabah kalkıp senin yüzünü görememek, bir daha asla.
استيقظ صباحاً ولا يسعني أبداً أن أرى وجهكِ مجدداً

Kesin olarak bildiğim bir şey varsa o da senin yüzünü bir kez olsun bandajlamaya ihtiyaç duymaman.
...أنا متأكد تمامًا بأنكِ، على سبيل المثال، لا تحتاجين لتغطية وجهكِ بالضمّادات

Bazen gökyüzünde bazen yer yüzünde senin yüzünü görüyorum.
" أحياناً في السماء وأحياناً على الأرض.. وجهكِ يظهر أمامي .."

Kimse senin yüzünü benden daha iyi bilmiyor.
لا يعلم أحد وجهكِ كما أعلمه أنا

Bu yüzden senin yüzünü görünce hayır, beyaz bir yüzü görünce evet diyorlar.
لذلك نرفض وجهكِ ونقبل وجه الأبيض

senin yüzünü tamamen unuttum.
قد نسيت وجهكِ بالكامل

- senin yüzünü bile göstermeye çekindiğin muhitlerin arasında yetişmem düşüncesine bile katlanamadın.
لم تستطيعي إحتمال فكرة عيشي في طبقة راقية -حيث لن تجرؤي أن تظهري وجهكِ .

Hayal mi gördüm, yoksa bu akşam eve gelirken reklam panosunda senin yüzünü mü gördüm?
هل أتخيل أشياء أم أنّني رأيتُ لوحة إعلانات عليها وجهكَ في طريقي للمنزل الليلة؟

Kardeşim aklanır ve birdaha senin yüzünü dahi onun etrafında görmek istemiyorum.
أخي نظيف. ولا أريد أن أرى وجهكَ بالقرب منه مجدّداً.

Ailemi öldürüyor, sonra yüzünü görüyorum sonra uyanınca senin yüzünü görüyorum.
يقتل والديّ ثم أرى وجهه و حينما أستيقظ أرى وجهكَ

senin yüzünü hafızama kazıdım.
أنا فقط إستمررتُ بالتَصوير وجهكَ.

- Miles. - senin yüzünü gördü.
"مايلز" - لقد رأى وجهكَ -

O kalabalığın içinde senin yüzünü görmek ne kadar harikaydı anlatamam. Yani, kelimeleri benimle birlikte söylediğinin farkında mıydın?
أنا لا أَستطيعُ إخْبارك كم هو رائع أن أنظر للجمهور و أرى وجهَكَ أَعْني، هل انتبهتي إلى أنكي كنتِ تنطقين الكلمات معي؟

Onu öldürüp müebbet hapis cezası alacaksın, ben de senin yüzünü bir daha göremeyeceğim.
أنت سَتَقْتلُه وأنت ستبدأ حياةُ القتل أنا لا أرغب برؤية وجهَكَ ثانيةً.