| senin yerine onu atamam gerektiğini biliyordum zaten. | Open Subtitles | كنت أعرف أني يجب أن أضعه في بطاقة الترشيح بدلاً منك |
| senin yerine o kötü rüyaları ben görsem, korurdum. | Open Subtitles | إن كان فى إستطاعتى أن أحلم بدلاً منك, لفعلت |
| Benim adımda senin yerine Gabbar'ın listesinde olsun değil mi? | Open Subtitles | وانت تريد ان يكون اسمى على قائمه جبار بدلا منك |
| SAT sınavlarında hile yapmışsın ve senin yerine kız arkadaşın girmiş. | Open Subtitles | لقد عدعت في ولايتك وقمت بجعل صديقتك تقدمها لك من أجلك |
| Eğer o gelene kadar battaniyeden kurtulmazsan o senin yerine yapacakmış. | Open Subtitles | هي قالت انه اما ان تتخلص من تلك البطانية بحلول الوقت الذي تصل به الى هنا او انه سوف تقوم بذلك نيابة عنك |
| Çünkü sen ağlayamazsın, senin yerine ağlıyorum. | Open Subtitles | أنك لا يمكنك البُكاء، أنا أبكي بدلاً عنك |
| Yoksa ben senin yerine isteyeceğim. | Open Subtitles | لا حاجةٍ للخجل في طلب يدها للزواج. سأطلبها بالنيابة عنك. |
| Ve senin yerine onu o aldı. Kim? Susan mı? | Open Subtitles | ولكنها قالت أنك لن تتمكن من القدوم لقد أخذته بدلاً منك |
| Çocuğun biri gelir ve herkes senin yerine ona bakmaya başlar. | Open Subtitles | طفل ما يأتي فجأه وبعدها الجميع يبدء فى النظر إليه بدلاً منك |
| senin yerine oğulların gelebilir. | Open Subtitles | ولداك من الممكن أن يمتطيا الخيل بدلاً منك |
| Gerçekten zoruna gitmiş olmalı senin yerine Jeremy'nin alfa olması. | Open Subtitles | تعلم,لربما كان صعب جدا.. عندما اصبح جيرمي الفا بدلا منك |
| senin yerine beni seçtiği için kıskanıyorsun ve bu hoş değil. | Open Subtitles | أنت فقط تتصرف بغيرة لانها إختارتني بدلا منك وهذا ليس بلطيف |
| Cevap; bunu senin yerine yapması için teknolojiyi kullanman gerekir. | TED | الإجابة هي، تحتاج لاستخدام التكنولوجيا لتفعلها من أجلك. |
| İstasyonun içine bir girelim de onu senin yerine ararım. | Open Subtitles | سأتصل بة من أجلك بمجرد أن نصل لداخل المحطة |
| Uçuş anahtarını bana verebilirsin, yüklemeyi senin yerine ben tamamlarım ve onu buradan çıkartırım. | Open Subtitles | يمكنك أن تعطيني مفتاح الرحلة حتى أنهي رفع البيانات نيابة عنك وأخرجه من هنا. |
| Ödülü öldükten sonra kazanırsan senin yerine aldığımı düşünmek hoşuma gider. | Open Subtitles | أحب أن أفكر إذا لم الفوز بها بعد وفاته، ويهمني ان تكون واحدة لقبول ذلك نيابة عنك. |
| senin yerine ben gireyim. Bana saksafon çeksin. | Open Subtitles | دعني أدخل بدلاً عنك دعني أنا من يعبث معها |
| Tomas, görünüşe göre, seçimi senin yerine onlar yaptı. | Open Subtitles | توماس، يبدو أنهم اختاروا بالنيابة عنك أليس كذلك ؟ |
| Ben zaman kapsülü bunu senin yerine yaptı zaten. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن "حاوية الزمن" قد فعلت ذلك عوضاً عنك |
| Söyleyemediğin itirafını, Tae San'a senin yerine ben yaptım. | Open Subtitles | ؟ نعم، الإعتراف الذى لم تقومي به، أخبرت تاي سان بدلاً منكِ. |
| Eğer şartların eşit olduğunu kabul edersek, senin yerine beni seçme ihtimali oldukça fazlaydı. | Open Subtitles | أتعلم، لو كانت الأمور مُتساوية، لرُبّما هُنالك فرصةٌ جيّدة بأن تنجذب لي بدلًا منك. |
| senin yerine karar vermem için beni zorluyorsun. | Open Subtitles | هذا الشئ الذي تجبرني على إتخاذ القرار بدلا عنك |
| Şimdi,bunu senin yerine tutacağım ve uyandığında, hepimiz tahmin et seni ne içn bekliyor olacağız. | Open Subtitles | الآن، سأحتفظ بهذا من أجلكِ وعندماتفيقين.. سنكون جميعنا في انتظاركِ، وخمّنيماذا.. |
| Dinle beni Shu, bir fikrim var. senin yerine ben gideceğim. | Open Subtitles | إسمعيني، "شو"، لديَّ فكرة، سأذهب بدلاً منكي. |
| O halde, senin yerine davaya geçmemi istiyorsun. | Open Subtitles | فأنتِ إذًا تريدين أن أتولى قضية بدلاً عنكِ |
| Ben senin yerine Booth'a ve Mars'a kızgın olurum. | Open Subtitles | لا بأس، سأكون غاضبة من (بوث) ومن (المريخ) نيابة عنكِ. |
| senin yerine biri bu insanları öldürüyor olabilir mi? | Open Subtitles | اسمع، أهنالك احتمالٌ أنّ أحداً ما يقتلُ نيابةً عنك ؟ |