| Eğer çamaşır sepetini buraya koyarsan fayansları nasıl bir hale gediğini görebilirsin. | Open Subtitles | اذا ازاحت سلة المهملات سترين ما هو لون الارضية الاصلي |
| Şu kirli sepetini iyi ki almışsın. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى أن سلة الملابس كانت خيار حكيم |
| Bunun aksine, şunu söylemelim ki, meyve sepetini aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك، يجب أن أقول لم أكن أتصور سلة الفاكهة |
| - George Tucker, sepetini benim teklif vermem için doldurmuşsun. | Open Subtitles | جورج تاكر , لقد كدست سلتك حتي ازايد عليها |
| Yerel kütüphaneden Anarşist'in yemek kitabına baktığından beri bu meyve sepetini işaretleyip, izlemeye başladılar. | Open Subtitles | . لقد كان لديهم كاميرا فى تلك السلة وقاموا بتصويره . من أن سحب كتاب الطبخ ذلك من المكتبة المحلية |
| Bir uğrayıp size bu "teşekkür ederiz" sepetini bırakmak istemiştik. | Open Subtitles | و لكن كنا نريد فقط ان نمر و نحضر سله: شكرا لكي |
| Küçük Rusty'miz ilk cici sepetini aldı. | Open Subtitles | ريستي الصغير فقط أستلم سلة إزدحامه الأولى |
| Affedersiniz, hediye sepetini almaya geldim. | Open Subtitles | عذراً، أنا هنا لإستلام سلة هدايا هذا رائع |
| Çamaşır sepetini dışarıda tut ve orayı havaya uçur. | Open Subtitles | ضع سلة غسيلك في الخارج وزين المكان بالحارس المناسب |
| Çamaşır sepetini salonun ortasına bırakmak istesem beni durduracak kimse yoktu. | Open Subtitles | لو أرت ترك سلة الغسيل في منتصف غرفة المعيشة ، لا أحد يوقفني |
| Bu da 40 yaş üzeri kategorideki en cazip parça olan sen Brick Breeland'in yarınki bekarlar müzayedesine sepetini koyacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني , انك بريك بيرلاند انت اكثر سلعة مثيرة في فئة فوق الأربعين وستقوم بإدراج سلة |
| Çöp sepetini pencereden içeri fırlatmak mı? | Open Subtitles | إذا رمينا سلة النفايات تلك خلال النافذة؟ |
| Onun hakkında kötü hissettim ve o piknik sepetini almak için arabasına gidince ben de oradan kaçtım. | Open Subtitles | لقد واتني ذلك الشعور السئ, لذا عندما, ذهب إلى السيارة لإحضار سلة النزهة, غادرت المتنزه. |
| Jake'le gönderdiğimiz son meyve sepetini aldın mı? | Open Subtitles | هل وصلتك سلة الفاكهة الأخيرة منى ومن جاك ؟ |
| Bulaşıkları bitirmiş ve çatal kaçık sepetini çıkarıyordu. | Open Subtitles | وأنهت غسيل الأطباق أخرجت سلة أدوات المائدة |
| Ve senin hoşlanacağın türden bir kız senin sepetini sevecektir. | Open Subtitles | ونوع الفتاة التي تعجبك ستحب سلتك |
| sepetini benim yememi istemiyordun, biliyorum ama cidden güzelmiş Cassie. | Open Subtitles | أعرف أنك لم تودي أن أتناول سلتك يا "كاسي"، لكن هذا شهي فعلاً. |
| Elişeba, sepetini getir. | Open Subtitles | إليشيبا .. إحضرى سلتك |
| Çöp sepetini fırlatmanın eğlenceli tarafı nerede? | Open Subtitles | وما الذي سيكون ممتع حول رمي تلك السلة نحو النافذة؟ |
| Rocco, bana madencilerin diğer yıkama sepetini getir. | Open Subtitles | روكو ، احضر لي السلة الأخرى من غسيل عمال المناجم |
| Ya ona Irak hakkındaki bu kitabı bu sanatsal reçel sepetini... ..ya da bu antika pervaneyi vereceğim. | Open Subtitles | سوف اعطيه اما هذا الكتاب عن العراق او سله المربى الانيقه |
| - Tanrım. O Kitty'nin sepetini aldı. | Open Subtitles | لقد أخذ سلتها و قامت هي بأخذ سلته |
| Senin için de başka şeyler kolay masayla lavaboyu ve kirli sepetini karıştırmak gibi. | Open Subtitles | حسناً بعض الامور هي بسيطة بالنسبة لكِ مثل الخلط بين الطاولة وحوض الغسيل وسلة الغسيل |
| Kraker sepetini alabilmek için Taylor Swift konserine bile gittim. | Open Subtitles | حتي اني ذهبت لحفل تايلور سويفت حتي استطيع الحصول علي سلته |