Evet. Fakat Alda'da tekrardan serbest kaldı. Yani Demetri onun bu işin bir parçası olması konusunda en başından beri haklıydı. | Open Subtitles | و (إلدا) طليقة ثانيةً و هذا يعني أنّ (ديميتري) كان محقّاً. |
Belki de içeride kalmıştı ve şimdi serbest kaldı. | Open Subtitles | أو أنه كان محبوسا هناك و تم إطلاق سراحه |
Kardeşi bu gece kafeletle serbest kaldı. Ona da arama emri çıkarttım. | Open Subtitles | خرج أخوه بكفالة هذا الصباح، بلّغت جميع الوحدات عنه أيضاً |
Tamam. Pike serbest kaldı. Bir silah buldu ve peşimizden geldi. | Open Subtitles | حسنا تحرر بيك وحصل على سلاح وهدننا هذه قصتنا |
Danny'i öldürdü ve sistemi kandırarak serbest kaldı. | Open Subtitles | قام بقتل (داني) وأفلت عن طريق التلاعب بالنظام .. |
Alexei Malkatof serbest kaldı. | Open Subtitles | لقد تم إطلاق سراح أليكسي مولكاتوف. |
Birdenbire binlerce ardıçkuşu serbest kaldı. | Open Subtitles | ودون سابق إنذار... اُطلق سراح آلاف الطيور... |
İşe yaramıyor. Karanlık Olan serbest kaldı ve nasıl uzaklaşacağını da biliyor. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}هذا غير مجدٍ القاتم تحرّر وهو يعرف الكثير |
O andan itibaren, çok büyük miktarda enerji serbest kaldı ve boşluk genişledi her şeyi dengeleyen tüm o negatif enerjiyi depolamak üzere... | Open Subtitles | ومن تلك اللحظة كميّات هائلة من الطاقة تم إطلاقها فيما الفضاء نفسه يتّسع |
Kurtlar serbest kaldı! | Open Subtitles | أصبحت الذئاب طليقة |
Her şey değişmek üzere. Davina serbest kaldı. | Open Subtitles | كلّ شيء على وشك التغيُّر دافينا) طليقة) |
Yüzlerce tutuklama yaptı, bu yüzden... bir çoğunu da serbest kaldı. | Open Subtitles | لقد ألقى القبض على الكثير، فلذا... كثيرٌ منهم قد تم إطلاق سراحه. |
İngiliz Adaleti'ne güvenim tam. Bay Bates de sonunda serbest kaldı. | Open Subtitles | أنا واثق في العدالة البريطانية فالسيد (بيتس) تم إطلاق سراحه في النهاية |
Kardeşi bu gece kafeletle serbest kaldı. Ona da arama emri çıkarttım. | Open Subtitles | خرج أخوه بكفالة هذا الصباح، بلّغت جميع الوحدات عنه أيضاً |
Şu hırsız kefaletle serbest kaldı ve sizin icabınıza bakmaya geleceğini söyledi. | Open Subtitles | حصلت على لص خارج بكفالة ويقول انه قادم لتحصل. |
- Nasıl gidiyor? Ortalığın sakinleşmesi aylar sürdü. Ama nihayet adamlarım kefaletle serbest kaldı. | Open Subtitles | بعد عدة شهور هدأت الأمور ,لكن أخيراً خرج رجالي بكفالة |
Ben 5 ve kardeşim de 3 yaşındayken annem öldü ve babam da serbest kaldı. | Open Subtitles | وعندما كنت بعمر الخامسة وأختي كانت بالثالثة أمي توفيت وأبي تحرر من قبضتها عليه |
- İçgüdülerin serbest kaldı! Salın, fırla! | Open Subtitles | لقد تحرر القرد الذي بداخلك - تأرجح. |
- Efendim, üç başlı mızrak serbest kaldı. - Sonunda. | Open Subtitles | سيدي , الرمح الثلاثي قد تحرر - وأخيرا - |
Adam serbest kaldı. | Open Subtitles | وأفلت الرجل |
Babam kefaletle serbest kaldı. Beni ve Charlie'yi öldürmeye geliyor. | Open Subtitles | لقد تم إطلاق سراح ابي، وكان ينوى المجئ لقتلنا أنا و(تشارلي) |
Titan serbest kaldı. | Open Subtitles | اُطلق سراح الجبابرة |
O ve Ben, Simcoe'yu tutsak aldılar ama Simcoe bir şekilde serbest kaldı. | Open Subtitles | ، هو و (بن) قد أسروا (سيمكو) معهم و لكن (سيمكو) قد تحرّر من الأسر بطريقةِ ما |
Gemisi yok edildiğinde özü serbest kaldı. | Open Subtitles | عندما تم تدميره هذه الذات تم إطلاقها |