| Sergi, insanların aktif bir şekilde etkileşime geçebilmesi için oldukça eğlenceli biçimde tasarlanmıştı. | TED | تم تصميم المعرض ليكون مرحًا إلى حد بعيد لجعل الناس يتفاعلون حرفيًا معه. |
| Şimdi, bu Sergi, söylediğim gibi, seksen yıllık yolda hezimete uğramış 40 genç ressam, ve bana göre onların vurgulamak istediklerini dikkate almak. | TED | والآن هذا المعرض ، كما قلت، ضم 40 من الفنانين الشباب على مدى ثماني سنوات ، و بالنسبة لي يعتبر نظراً حول الآثار. |
| Geçenlerde, Seattle Sanat Müzesinde Isaac Bunn ve ben bir Sergi işine giriştik ve bu Sergi onun sesinin duyurulması için bir platform olarak kullanıldı. | TED | مؤخرا، في متحف سياتل للفن، قمنا ، أنا واسحاق بون باستغلال المعرض المقام به، واستعملناه كمنصة لايصال صوته، |
| Böyle bir Sergi sayesinde MoMA'daki 13 yılım boyunca düşündüklerimi daha da iyi anladım. | TED | لكن معرضاً مثل هذا جعلني أفهم أكثر مما كنت أفكر به لمدة 13 عاماً ، حتى منذ أن حصلت على متحف الفن الحديث. |
| Fakat çorba içmek istemiyorum, arkadaşım Sergi'nin endişelenmesini istemiyorum, çünkü... | Open Subtitles | لكنني لا أريد الحساء، (أريد صديقي (سيرجي أن لايقلق لأن.. |
| Sergi bu işler hakkında konuşacak, hem tasarımcıların hem de bilimcilerin işleri, ve bizlere, gelecek alternatiflerini nasıl sunduklarını gösterecek. | TED | المعرض سيتحدث عن العمل الذي شارك فيه مصمم وعالم و نرى كيف سيعرضون لنا إمكانات المستقبل |
| Yani pavyonun mimarisi bu şekilde bir Sergi ve bisikletler döngüsü olacak. | TED | معمارية الجناح كانت نوعاً من الحلقة مابين المعرض والدراجات |
| Hayır, bu röportajın sadece Sergi hakkında olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أتريدين التكلّم عن ذلك؟ لقد قلت هذه المقابلة ستكون عن المعرض |
| Paris'te bir Sergi açabilirsin. | Open Subtitles | تستطيعين أن تكوني ضمن المعرض المكسيكي في باريس |
| Evet, Sergi alanının üzerinde uçuyorlar! | Open Subtitles | أولئك الرجال يـُحلِّقـون بكافة أرجاء المعرض |
| Sergi açılışı için önümüzdeki hafta Kahireye gitmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدوننا في الأسبوع القادم لأجل إفتتاح المعرض |
| Ama fotoğraflardaki insanlar üzgün ve yalnız. Ancak resimler dünyanın güzel görünmesimi sağlıyor böylece bunu bir yalan haline getiren Sergi endişeleri gideriyor. | Open Subtitles | ولكن الناس في الصور حزانى وهذا يجعل هذا المعرض كذبه |
| Ama ana Sergi harika görünüyor. | Open Subtitles | بأنهم يريدون رؤيتي وأنا مهزومة كسيرة لكن المعرض الرئيسي يبدو رائعاً |
| Senin için zor olduğunu biliyorum, ama Sergi açılır açılmaz, daha fazla zamanımız olacak. | Open Subtitles | أنا اعلم ان الوضع غير مريح لك الآن. و لكني اعدك.. سيكون هناك المزيد من الوقت لنا عندما يُفتح المعرض. |
| Sanatçıların küresel ısınmaya tepkilerine yer veren bir Sergi hazırladıklarını söylediler ve bizim mercan resifimize de yer vermek istiyorlardı. | TED | ولقد قالوا أنهم يقيمون معرضاً عن إستجابة الفنانين للإحتباس الحراري، وأنهم يرغبون أن تكون شعابنا المرجانية جزء منه. |
| Sergi, endişelenme, Ilya iyi. | Open Subtitles | سيرجي) لاتقلق (إيلي) على مايرام) |
| - Sergi. - Ben de öyle dedim. Karşı çıkma. | Open Subtitles | ـ معرض إستعادة الماضي ـ لقد قلت ذلك لا تقاطعني |
| Müzeye halkın gözleri önünde koyabilirsem medya o kadar ilgilenir ki Sergi ilgi çekebilir. | Open Subtitles | وأهتمام وسائل الأعلام بمعرض من هذا النوع سيعمل على عودة المتحف نُصب أعين الجمهور بشكل مؤكد |
| Bir sürü muhteşem Sergi göreceğiz. | Open Subtitles | هناك الكثير من المعروضات الرائعة |
| Kocaman bir Sergi ve herşey... ama bunda gerçek payı olanlar dışarıdaki insanlardır, şu firmalar değil. | Open Subtitles | وهناك معروضات كثيرة وكل شيء ولكنهم الناس هناك الذين يشكلون المساهمين الحقيقيين، وليس الشركات |
| Canlı anılar, içi boş üniformalar Sergi için titizlikle paketlendiler. | Open Subtitles | ذكريات حية, وازياء خالية كلها مُعبأة بعناية للمعرض ايها الملازم |
| Sehirlerde yuz defa Sergi actik bile. | TED | لقد قمنا بالفعل بمئات المعارض في المدن. |
| Ve sonra, eğer Oksanaya bebeğin Sergi'nin olmadığına inandırabilirsem, beni rahat bırakacağını düşündüm. | Open Subtitles | قم أدركت لو أنني جعلت (أوكسانا) تصدق أنه لم يكن ابن (سيرجاي) أنها ستتركني وشأني |
| Geri döndüm, bak şu işe! Arkamda bıraktığım küçük model alandaki halka açık Sergi için on kat büyük olarak inşa edilmişti. Hatta köprü de yapılmıştı. | TED | وعدت، ولو لمح، ونموذج صغير كنت قد تركت وراءي قد تم بناءه أكبر بعشر مرات للعرض العام على موقع، وشيد الجسر. |
| Seçerken zorlandım ama bu akşamki Sergi için bu fotoğrafları seçtim. | Open Subtitles | اعاني وقتا صعبا في الاختيار ولكن هذه التي اخترتها لمعرض الليلة |
| Eğer bir vekil Sergi yapıyorsa, bizim o sergiden resim almamız ve o vekilin partisine maddi destekte bulunmamız gerekir. | Open Subtitles | لو ان عضو البرلمان اقام معرضا نحن نشترى تلك اللوحات ونعطيهم المال فى حفلات نشرها |
| Benim galerimde Sergi açabilirsin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تعرضه في معرضي |
| Belki kasabada bir Sergi açarım. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هم سَيَعطونَني عرض في البلدةِ. |