| Eğer yapabilirsem, bahse girerim, beni gördüğüne sevineceksin. | Open Subtitles | إن نجحت، أراهن أنك ستسر لرؤية شرطي |
| Eğer yapabilirsem, bahse girerim, beni gördüğüne sevineceksin. | Open Subtitles | إن نجحت، أراهن أنك ستسر لرؤية شرطي |
| İhtiyacın olduğunda benim gibi kendini işine adamış polisler olduğu için sevineceksin. | Open Subtitles | يوماً عندما تكون بأمس الحاجة ، ستسعد بوجود شرطيّة مثلي |
| Merhaba, doktor. Bugün bir üst seviyeye geçtiğini duyduğuna sevineceksin. | Open Subtitles | أهلاً وسهلاً، حضرة الدّكتور، ستسعد لعلمك أنّك ستنتقل اليوم. |
| Annemin onayını aldığını duyunca sevineceksin. Bunu duyduğuma sevindim, efendim. | Open Subtitles | ستسعدين لمعرفة أنك حصلت على رضى أمي سعيدة بسماع هذا ,سيدي |
| Seni korumak için onu arkada bıraktığıma sevineceksin. | Open Subtitles | حسنا سيسعدك ان تعرف انني ساتركها هنا لحمايتك |
| Burada yalnız olduğumu düşünüp endişelendiğini biliyorum. Harika bir kızla çıktığımı öğrendiğinde çok sevineceksin. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك قلق علي لأنني هنا لوحدي لذلك سيسرك أن تعرف أنني ذاهب مع فتاة رائعة |
| Binlerce ölümün acısını tattığında öğüdümü dinlediğine sevineceksin. | Open Subtitles | عندما ترين تألم ألف جثة عندها ستكوني سعيدة لقبول مشورتي |
| Harikayız. Öngörülebilir gelecek boyunca, her salı buraya gelmeyi planladığımı öğrenince çok sevineceksin. | Open Subtitles | رائعة ، ستكونين سعيدة عندما تعرفين أني أخطط للمجيء هنا |
| Bana tekmeyi bastığına sevineceksin o halde. | Open Subtitles | ستكونين سعيده عندما تعرفين انه تخلص مني.. |
| Ama Gao'nun yolumuzdan çekildiğine sevineceksin. | Open Subtitles | لكنك ستسر لمعرفة أنه تم التخلص من "غاو". |
| - sen de duyduğunda çok sevineceksin. | Open Subtitles | أى أخبار ؟ ستسر لسماعها |
| - Hayır. - Çok sevineceksin. | Open Subtitles | كلا - ستسر جدا - |
| Kaldıkları adayı bulduğumuzu öğrenince sevineceksin. | Open Subtitles | ستسعد لمعرفة انهم عثروا على الجزيرة |
| Kaldıkları adayı bulduğumuzu öğrenince sevineceksin. | Open Subtitles | ستسعد لمعرفة انهم عثروا على الجزيرة |
| Bak, seni kandırmadığım sürece gelmeyeceğini biliyordum ama bence sebebini gördüğünde sevineceksin. | Open Subtitles | انظري ، لم تكوني لتأتى إن لم أخدعكِ ، ولكن ولكن أعتقد أنكِ ستسعدين عندما تعرفين السبب |
| Her şey bittiğinde, yaptığıma sevineceksin. | Open Subtitles | حينمنا ينتهي هذا ، ستسعدين أنـّي فعلته. |
| Seni korumak için onu arkada bıraktığıma sevineceksin. | Open Subtitles | حسنا سيسعدك ان تعرف انني ساتركها هنا لحمايتك |
| İşi çözdüğümüzü duyunca sevineceksin. | Open Subtitles | سيسعدك أن تسمعي أننا فهمنا الأمر. |
| 20 dolara bir Merlot kaptığımı duyunca sevineceksin. | Open Subtitles | ولكن سيسرك أن تعلمي أنني حصلت على زجاجة ميرلو" بعشرين دولاراً". |