| Bu ışık güneşin yüzeyinden yaklaşık 150 milyon km boyunca seyahat eder. | Open Subtitles | يسافر الينا هذا الضوء قرابة الـ 150 مليون كم من سطح الشمس |
| Daima ordusunun önünde, güvendiği birkaç şövalyesiyle seyahat eder. | Open Subtitles | إنه يسافر دائما في مُقدمة جيشه بقليل من الفرسان الموثوق بهم قربه |
| Nasıl bir kız mumyalaşmış ceset ile seyahat eder ama yanına ruj almaz? | Open Subtitles | ، أيّ نوع من الفتيات يسافر مع جثة محنّطة ولم تحزم حتى أحمر شفاه ؟ |
| Genellikle yalnız seyahat eder, hiç bavul taşımazlar, her şeyi nakit öderler. | Open Subtitles | عادة يسافرون لوحدهم، بلا أمتعة، يدفعون مقابل كل شيء نقدا. |
| Ölüler hızlı seyahat eder. | Open Subtitles | الأموات يتنقلون بسرعة. |
| Başka şehirlerde de galerileri var. Sürekli seyahat eder. | Open Subtitles | . هو يحصل على هذه الوكالات فى المدن الأخرى ، وهو يسافر دائماً |
| Bu uzun adam çok uzaklara seyahat eder, ülkede barış olup olmadığına bakmaksızın. | Open Subtitles | الرحلات الطويلة والصعبة لهذا الرجل الذي يسافر بعيدا بالرغم من وجود السلام في الأرض |
| Çok seyahat eder. Onu istediğim kadar sık göremiyorum. | Open Subtitles | إنه يسافر كثيرا و لا أجد الوقت الكافي لرؤيته |
| Kocam sıklıkla Phoenix'e seyahat eder. | Open Subtitles | زوجي يسافر إلى فينيكس كثيراً فمكاتب رؤسائه هناك |
| Aparatlarını tekrar tekrar ne kadar ayarladılarsa da, ışığı, daima aynı hızda seyahat eder buldular. | Open Subtitles | بغض النظر عن الكيفية التي اداروا بها جهازهم، وجدوا ان الضوء يسافر دائماً بنفس السرعة. |
| Yıldızların ışığı çok hızlı seyahat eder. | Open Subtitles | الضوء من النجوم يسافر بسرعة كبيرة اسرع من أي شيء |
| Sizin Vatikan bürokratları... hep birinci sınıfla seyahat eder beş yıldızlı otellerde kalırsınız. | Open Subtitles | أنت بيروقرط فاتيكاني من الذي يسافر بالدرجة الاولى ومن الذي ينزل بفنادق خمس نجوم ؟ ؟ |
| - Çok seyahat eder. Birkaç yıldır Almanya'da yaşıyor. | Open Subtitles | هو يسافر كثيرا هو الان يعيش في المانيا لبضعت سنوات |
| Tez canlıdır, daima seyahat eder. | Open Subtitles | ما إن يعود حتى يسافر في اليوم التالي |
| seyahat eder ve geç saatlere kadar çalışır. İhtiyat Teşkilatı'nda. Biliyorum. | Open Subtitles | هو يخرج و يسافر و يعمل مع الجيش |
| Hızla seyahat eder. | Open Subtitles | انة يسافر بسرعة |
| Sürekli seyahat eder. | Open Subtitles | يسافر باستمرار. |
| Bu pusulayla kim seyahat eder? | Open Subtitles | من يسافر حاملاً إبرة؟ |
| Tamam, insanlar sadece iki şey için seyahat eder. İş ya da eğlence. | Open Subtitles | الأشخاص يسافرون لسببين، العمل والمتعة. |
| Birlikte çalışır, seyahat eder, uyurlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون و يسافرون و ينامون معا |
| Ölüler hızlı seyahat eder. | Open Subtitles | الأموات يتنقلون بسرعة. |