| Her yer beyaz, gri ya da köpek sidiği sarısı. | Open Subtitles | أنها بيضاء ، رمادي ، وكلون بول الكلاب ، اصفر |
| "Şampanya at sidiği gibi" dedim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أن الشامبانيا طعمها مثل بول الخيل |
| Kapağını açıyorsun... ve onlara bir miktar, içinde alkol bulunmayan çocuk sidiği örneği veriyorsun... ve onlar da sana anahtarlarını geri veriyorlar. | Open Subtitles | .تقومبفتحالصمّام. و تعطيهم جرعة من بول الطفل الغير ملوَّث و هم يجب عليهم إرجاع مفاتيحك لك |
| Bir ipe işeyebilir misin bilmiyorum ama, ipi sidiğe bulayabilirsin ta ki sidiği damlatmaya başlayana kadar. | Open Subtitles | حسناً,لا أعلم إذا من الممكن التبول فوق حبل لكن من الممكن التبول تجاهه و البول سوف يقطر للأسفل |
| Bunun fazlası, kedi sidiği gibi oluyor. | Open Subtitles | بكثير جدا من هذا تنبعث منه رائحة شخ القط. |
| Ve en yakın hindi sidiği de hala en yakın hindinin içinde. | Open Subtitles | وبول الديك الرومي الأقرب ما زال داخل الديك الرومي الأقرب. |
| O nehir değil, budala. Köpek sidiği akıntısı olabilir, ve bu, bize bir nehir gibi gözükür. | Open Subtitles | انه ليس جدولاً ، أيها المُغفّل يمكن أن يكون سيل بول الكلب وهو يبدو مثل الجدول بالنسبة لنا |
| Deve sidiği gibi. Gelecekte klasiklere bağlı kalalım. | Open Subtitles | طعمها مثل بول الجمل0 دعينا نعود إلى القديم0 |
| Buradaki kedi sidiği kokusu o kadar ağır ki... bütün binayı yakıp yıkmak istiyorum. | Open Subtitles | رائحة بول القطط هنا سيئة للغاية أريد إحراق المبنى اللعين كله |
| İyi geleceğini bilsem keçi sidiği bile içerdim. | Open Subtitles | سأشرب بول الماعز لو أعتقدت أنها ستعمل أي أختلاف |
| Çocuklara 6 Dolar karşılığında, zehirli at sidiği satıyoruz! | Open Subtitles | نحن نبيع لهم نواة بول الحصان من أجل 6 دلارات |
| Canavar, burnuma at sidiği koktu ve burnum çok öfkelendi bu işe. | Open Subtitles | أيها الوحش, أشم بول الخير في كل مكان, و أنفي ينفر نفوراً كبيراً منه |
| Geyiklere çaktırmamak için her yerime geyik sidiği dökerim. | Open Subtitles | فأنا أغطي نفسي بـ بول الغزلان لتكون سهلة |
| Çıkmanın geyik sidiği, yemek ve filmdir. | Open Subtitles | حسناً ، العشاء و الفيلم أنه بول الغزلان للمواعدة |
| Güzel, değil mi? Tadı deve sidiği gibi ama adamda iyi kafa yapıyor. | Open Subtitles | نستهلكهُ بكثرة هُنا بعض الأشخاص يحُبون بول الأبل لقد أسكر رجلاً حتى الثمالة بحق الجحيم |
| Ben de düşündüm de, çayımın, kedi sidiği gibi koktuğunu bilmek istemiyorum. | Open Subtitles | واتضح لي بأنني لا أريد أن أعرف بأنك تعتقد بأن الشاي المفضل لدي تنبعث منه رائحة بول القط ، لذلك |
| Vücut spreyi kedi sidiği gibi kokuyor. | Open Subtitles | معطر الجسم الخاص به رائحته مثل بول القطط |
| sidiği içilebilir suya çeviriyor. | Open Subtitles | تحول البول الى ماء قابل للشرب. |
| Laverne, bu öğleden önce, kimin sidiği olduğunu bulacağız. | Open Subtitles | (لافيرن)، بحلول ظهر اليوم سنكتشف من صاحب هذا البول |
| Ve at sidiği içtiğini kimseye söylemeyeyim. | Open Subtitles | و أنا لن أقول الجميع أن تشرب الحصان شخ . |
| Burası leş gibi balık kokuyor bir de kedi sidiği. | Open Subtitles | هذا المكان تفوح منه رائحة السمك وبول القطط |
| Berduş sidiği gibi yakıyor! | Open Subtitles | إنه يحرق كالبول! |
| Sakın bana hakaret etme, seni sarı göçmen sidiği gölü yoksa içinde seni boğarım. | Open Subtitles | لا ترمي علي ببول المهاجرين خاصتك و إلا أغرقتك فيه |
| Bu renk inek sidiği gibi. | Open Subtitles | ذلك اللون كبول البقرة. |