Programımıza katılmasının nedeni, kavramsal açıdan sigara içmenin onun için kötü olduğunu biliyor olmasıydı. | TED | لقد أدركت معرفياً أن التدخين كان ضاراً بالنسبة إليها، ولهذا السبب انضمت إلى برنامجنا. |
Hollywood'un vermesi gereken mesaj sigara içmenin havalı birşey olduğu. | Open Subtitles | الرسالةالتي على هوليود إرسالها أن التدخين رائع |
Daha geçen gün, yeni bir delil buldular sigara içmenin Parkinson hastalığını ertelediğine dair. | Open Subtitles | لماذا، فقط قبل أيام كشفوا دليلاً على أن التدخين يمكن أن يعادل مرض باركنسن. |
sigara içmenin ilk yıllarındaki dikkatsizliğimiz, sigara salgınına ve sigarayla ilgili daha birçok hastalığa neden oldu. | TED | قادت قلةُ الاحتراز ضد تدخين السجائر في السنين الماضية إلى وباء تدخين السجائر، وإلى غيرها من الأمراض المرتبطة بالتدخين. |
Big Tobacco'nun sigara içmenin tehlikeleri karşısında takındığı tutumdan daha karışık değil. | Open Subtitles | حسناً، ليس كمختلط الموقف ذلك التبغ الكبير حول أخطار تدخين السجائر. |
Uyarı simgesi bir hatırlatıcı, sigara içmenin tehlikelerini hatırlatıcı. | Open Subtitles | الرمز التحذيري رسالة تذكير , رسالة تذكير لـ أخطار تدخين السجائر |
Benzincide sigara içmenin yasak olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أن التدخين فى محطة بنزين عمل مخالف للقانون؟ |
Ben de sigara içmenin kötü olduğunun farkındayım ama bırakmıyorum. | Open Subtitles | أدرك أن التدخين ضار لصحتي. هذا لا يعني إنني سأقلع عنه. |
Yine de, sigara içmenin bir amaca hizmet ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | مع ذلك، أفترض أن التدخين يخدم أغراضاً |
Restoranlarda sigara içmenin yasak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن التدخين ممنوع في المطاعم |
sigara içmenin bana yarar sağlayacağını düşünmüyordum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن التدخين تفعل لي أي شيء طيب. |
sigara içmenin büyümeni engelleyeceğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ! لا الأتعلم أن التدخين قد يعيق نموك؟ |
sigara içmenin tehlikelerini açıklayan şeyler. | Open Subtitles | الشيء الذي يصف أخطار تدخين السجائر. |