| Dolayısıyla, sadece lütfen, bir saat içinde karakolda beni karşılamak gitmek ve tamam, size her şeyi açıklayacağım? | Open Subtitles | لذا فقط أرجوك إذهب و قابلني في محطة الشرطة خلال ساعة و أنا سأشرح لك كل شيء ، حسناً ؟ |
| Lütfen beni iyi dinleyin. Bu gün size her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | من فضلك اسمعني سوف اقول لك كل شي هذه الليله |
| Dediğinize göre size her şeyi anlatabilirmişim, değil mi? | Open Subtitles | قلت أنني يجب أن أقول لك كل شيء، أليس كذلك؟ |
| Yöneticileri size her türlü kaynağı ve desteği vermeleri konusunda bilgilendirdim. | Open Subtitles | لقد نصحت الإدارة لتوفر لكم كل الموارد والدعم |
| size her şeyi anlattım. Küçük hanım, eşyanızı alıkoymamız gerekiyor. | Open Subtitles | ـ لقد أخبرتك بكل شيء ـ آنستي، سنحتفظ بحاجاتكِ |
| size her şeyi anlattım. | Open Subtitles | أخبرتك كلّ شيء. |
| Olur da bir gün yolunuz Londra'ya düşerse bilin ki kapım size her zaman açık. | Open Subtitles | وإن استطعتم الوصول لـ(لندن) فتأكدوا بإستقبال ترحيبٍ حاٍر جداً |
| Şayet Tullius'la münasebetiniz geri dönülmez bir yola girerse bilin ki çatımın altında size her zaman yer vardır. | Open Subtitles | لو ان الوضع ضِد (توليوس) تحول إلىموقفبعيد... تعرفين دائماً بإمكانك المجيء أسفل سقفى. |
| Nakit paraniz varsa size her seyi satar. | Open Subtitles | لو معـك مبالـغ نقديـة سيبيع لك كل ما تريد |
| - Aklını kaçırmışsın. - Görüştüğünüzde savcı size her şeyi açıklayacak. | Open Subtitles | إنك جننت المدعي العام سيشرح لك كل شيء عندما تقابله |
| size her yerimi sunuyorum şimdi. | Open Subtitles | أنا الآن اسلم لك كل جزء مني ليس داعي لذلك حقاً |
| size her şeyi anlatacağım. Şu şeyi üzerimden çıkarın. | Open Subtitles | سأقول لك كل شيء بمجرد أن تنزع هذا الشيء عني |
| Bir araya geldiğimizde size her şeyi anlatacağım, efendim. | Open Subtitles | سأقول لك كل شيء عندمانلتقي،يا سيدي. |
| Yeğenininizin size her şeyi açıklayacağından eminim. | Open Subtitles | أنا واثقة ان أبن أخيك سيشرح لك كل شيء |
| - Çünkü size her şeyi anlatırdı. | Open Subtitles | لأنه يقول لك كل شـيء الطيار : |
| size her şeyi daha sonra anlatacağım! | Open Subtitles | سأقول لك كل شيء لاحقا |
| size her şeyi anlattı, değil mi? | Open Subtitles | لقد قالت لك كل شيء |
| Jeremy size her şeyi anlatmamış. | Open Subtitles | جيرمي, لم يوضح لك كل الصوره |
| - Geri dönüp size her şeyi açıklayacağım.. - Victor, nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | سأعود لأشرح لكم كل شيء - إلى أين أنت ذاهب يا (فيكتور)؟ |
| - size her şeyi anlattı. | Open Subtitles | - أخبرتك بكل شيء - |
| Anna'nın size her şeyi anlattığına gerçekten eminmisiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكّد حقاً من أن (آنـا) أخبرتك كلّ شيء؟ |
| Olur da bir gün yolunuz Londra'ya düşerse bilin ki kapım size her zaman açık. | Open Subtitles | وإن استطعتم الوصول لـ(لندن) فتأكدوا بإستقبال ترحيبٍ حاٍر جداً |
| Şayet Tullius'la münasebetiniz geri dönülmez bir yola girerse bilin ki çatımın altında size her zaman yer vardır. | Open Subtitles | لو ان الوضع ضِد (توليوس) تحول إلىموقفبعيد... تعرفين دائماً بإمكانك المجيء أسفل سقفى. |