| Ama şimdilerde, ... ... değişime uğramış solucanların bir çoğu canlı. | TED | لكن في ذلك الوقت مُعظم الديدان المُتحولة مازالت على قيد الحياة |
| Yangtze Nehri'nin sel havzasında siyah kuyruklu limosalar balçığa karışmış solucanların peşindeler. | Open Subtitles | على ضفاف نهر اليانجتزي تتجمع طيور الآلهة للتنقيب عن الديدان في الطين |
| Tam da bu yüzden son büyük çalışmalarından birinin şu olması normal: "solucanların Eylemleri Yoluyla Sebzelerde Küf Oluşumu" | TED | وهذا هو السبب وراء أحد أعظم أعماله الأخيرة وهو تشكل القالب النباتي عبر حركة الديدان. |
| BL: Bu solucanların sindirim sistemi yok. | TED | بيل لينج :هذه الديدان ليس لديها جهاز هضمي. |
| Bu solucanların ucunu kapmayı başarmış. | TED | لقد تمكن من الاستيلاء على غيض من هذه الديدان. |
| solucanların çok yaygın olduğu toplumlarda tedavi okulda bile yapılabilir. | TED | يتسنى للمجتمعات التي تشهد مستوى انتشار عال من الديدان صرف العلاج في المدرسة. |
| Yapman gereken tek şey, solucanların arkasından gitmen! | Open Subtitles | من الضروري أن تعمل على اقتفاء اثر الديدان |
| Bakın, şu solucanların nasıl durdurulacağını söyledi hepsi bu. | Open Subtitles | أسمع، كل ما يهم هو أنه أخبرني كيف نقوم بوقف الديدان |
| Kulübede solucanların o şeylerden çıktığını gördüm. | Open Subtitles | عد بنا ألى حجرتنا, لقد رأيت الديدان تخرج من هذة العرسة |
| solucanların arkasından gitmen, tek yapman gereken. | Open Subtitles | كل ما عليك ان تفعله هو ان تقتفي أثر الديدان |
| solucanların arkasından gitmen, tek yapman gereken. | Open Subtitles | كل ما عليك ان تفعله هو ان تقتفي أثر الديدان |
| Ve zararlı TOR geni mutasyonları, ... ... yani daf-2 mutasyonu gibi ... ... solucanların, sineklerin ve ... ... farelerin ömrünü uzatır. | TED | والطفرات التي تضر جين "تور"-- تماما مثل طفرات داف-2 -- تطيل العمر في الديدان والذباب والفئران |
| solucanların saldırıları tamamen ritmik titreşimler. | Open Subtitles | هجوم الديدان كل الاهتزازات الايقاعيه |
| Bu yeşil solucanların bir işe yaradığı yok. | Open Subtitles | هذه الديدان الخضراء لا تستحق العناء |
| İçinde kalan küçük solucanların bir listesini yap... | Open Subtitles | إكتبي قائمة بكل الديدان الصغيرة الموجودة بداخلكِ... |
| solucanların boğulmasını izlemekten sıkıldım. | Open Subtitles | لقد مللت من مشاهدة الديدان وهي تغرق |
| Bu parazit solucanların göze geçirdikleri çengelleri var bu da onları suyla yıkayıp çıkartmayı imkansız hale getiriyor. | Open Subtitles | تلك الديدان الطفيلية تمتلك أشواكاً تلتصق بواسطتها بالأعين... مما يجعل إزالتها بغسيل العينين أمراً مستحيلاً. |
| Kör solucanların görmesini sağlayabilir misin? | Open Subtitles | هل يُمكنك أن تجعل الديدان ترى؟ |
| Tıpkı solucanların üstündeki ışık gibi. | Open Subtitles | مثل ذلك الضوء عند تلك الديدان. |
| END Fund, solucanların hastalıkları nasıl bulaştırdığını teşhis ederek geliştirebileceğimiz beş önemli madde belirledi. | TED | من خلال دراسة مشكلة كيفية نقل الديدان للمرض، حددت جمعية (END) خمسة جوانب رئيسية يمكن أن تُدخل تحسينات على هذه المشلكة. |