| Onlar sadece yılda bir kez gerçekleşen bir olayı bekliyorlar somonların göçünü. | Open Subtitles | إنهم ينتظرون حدثا يحدث مرة واحدة فقط في السنة عبور أسماك السلمون |
| Aynı zamanda yakaladığı somonların %90'ınını paylaşır. | TED | كما أنها تشارك ما يصل إلى 90٪ من سمك السلمون الذي تصيده. |
| somonların açık denizlerden evlerine dönmeyi nasıl başardıkları hâlen gizemini koruyor. | Open Subtitles | كيف يتمكّن السلمون من العثور على طريق عودته للوطن عبر المحيط المفتوح مازال لغزاً كبيراً |
| Mayıs ayında, bozayılar somonların gelmesini beklerken yiyecek bulmak için kıyılara inerler. | Open Subtitles | في مايو، تنزل الدببة الشهباء للساحل للبحث عمّا تأكله بينما ينتظرون وصول السلمون |
| Ancak temmuz sonunda su seviyesi çoğunlukla, ilk somonların küçük ırmaklara girebilmesi için çok alçaktır. | Open Subtitles | ،في أواخر يوليو، من ناحية أخرى منسوب الماء عادة منخفض جداً لأوائل السلمون الذي يقتحم الأنهار الأصغر |
| Bununla beraber, ufak akıntılardaki somonların öncelikle hâlledilmesi gereken bir problemleri var. | Open Subtitles | رغم ذلك، السلمون في الجداول الأصغر لديه مشكلة طارئة |
| somonların da saklanacak birçok yeri vardır. | Open Subtitles | لدى السلمون أيضاً الكثير من أماكن الاختباء |
| Bu yıl, su seviyeleri bilhassa düşük ve eylül ayıyla beraber somonların başı gerçekten belada. | Open Subtitles | هذا العام، منسوب المياه منخفض جداً وبحلول سبتمير، سيكون السلمون في مشكلة حقيقيّة |
| Bazı yıllar koşullar o kadar kötüleşir ki somonların çoğu yumurtlama sahalarına varmadan önce ölür. | Open Subtitles | في بعض السنوات، قد تسوء هذه الظروف للغاية بحيث يموت أغلب السلمون قبل أن يصلو حتى لأراضي وضع البيض |
| Ayılar için, somonların yumurtlama mevsimi yılın doruk noktasıdır. | Open Subtitles | بالنسبة للدببة، موسم توالد السلمون هو ذروة طعام العام |
| Ancak somonların, ölümlerinde bile orman hayvanlarına yararı dokunmaya devam eder. | Open Subtitles | ،لكن حتى في الموت يواصل السلمون إفادة حيوانات الغابة |
| Ayılar, somonların saklandığı derin havuzlara yöneliyordu. | Open Subtitles | كانت تُساق الدببة للبرك العميقة حيث كان يختبيء السلمون |
| Buradaki çakıl taşı, somonların yumurtlamaları için mükemmel bir durumda. | Open Subtitles | كما تعلم,الحصى هنا ممتاز لوضع السلمون لبيضهم هنا |
| Sağanak yağış su seviyelerini yükselterek somonların yukarı çıkmaları için gerekli olan itiş gücünü veriyor. | Open Subtitles | هبوط الأمطار يسبب ارتفاع منسوب المياه فيمنح السلمون ما يحتاجونه بالضبط للعودة لمسارهم |
| Tecrübeli yetişkin ayılar somonların nehrin içine girmesini bekliyorlar çünkü avlanmanın daha kolay olacağını biliyorlar. | Open Subtitles | تنتظر الدببة الكبيرة الأكثر حكمة السلمون ليندفع إلى النهرِ، حيث يعرفون ان صيد السمك سيكونُ أسهل. |
| somonların çoğu ayıları atlatarak nehrin yukarısına ulaşıyor ama şimdi de kurt tehlikesini geçiştirmek zorundalar. | Open Subtitles | معظم اسماك السلمون تنجح في الصعود عكس المجرى متجاوزة الدببة، لكن الآن يجِب عليهم أن يعدو فوق الذئاب. |
| buna rağmen somonların ayılara saldırısı ise çok nadirdir. | Open Subtitles | هجمات السلمون على الدببة نادرة جداً |
| Çektikleri onca sıkıntı, bebek somonların bu güzel turuncu renkteki kürelerden çıktığında; bu inanılmaz yolculuğu tekrarlamasını garanti altına aldı. | Open Subtitles | كلّ ابتلاءاتهم ومحنهم ضمنت أن السلمون الصغير عندما يخرج من كراتهم البرتقالية الجميلة سيكون لديهم كلّ ما يحتاجونه ليبدأو هذه الرّحلة المدهشة |
| Ancak Jeff, somonların sığ sulardan kaçındığını fark etti. | Open Subtitles | لكن أدرك "جيف" بسرعة أن السلمون كان يتفادى المياه الضحلة |
| somonların ayılara saldırısı ise çok nadirdir. | Open Subtitles | هجمات السلمون على الدببة" "نادرة جداً |
| Sadece, çiftlik somonu sipariş ederek ya da satın alarak belki de yabani ya da gerçek somonların yok olmasına yardımcı olduğunuzu bilmek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | بإعلان عام ظننت أنكم تحبون ان تعلموا ان بطلب أو إبتياع سلمون المزارع |