| Öyleyse Soru sormayı bırakayım. | Open Subtitles | أليس كذلك ؟ حسناً ، يبدو أنني من الأفضل أن أتوقف عن طرح الأسئلة إذاً .. |
| Soru sormayı kes ve bu pislikleri temizlememe yardım et. | Open Subtitles | توقفي عن طرح الأسئلة وساعديني بتنظيف هذه الفوضى |
| Soru sormayı kes ve bu pislikleri temizlememe yardım et. | Open Subtitles | توقفي عن طرح الأسئلة وساعديني بتنظيف هذه الفوضى |
| Konuşmamız yasak. Bu yüzden Soru sormayı kes. | Open Subtitles | غير مسموح لنا بأن نقول شيئا ً فتوقف عن السؤال |
| Kefalet ödenince, Soru sormayı bıraktılar. | Open Subtitles | عندما دفعت التأمين توقفوا عن الأسئلة |
| Ve bana Soru sormayı kes! Ya da bunun hesabını verirsin. | Open Subtitles | وتوقف عن سؤالي ، الا اذا كنت تريد ان تكلم نفسك |
| Kartı at, kolundaki damga solacak ve Soru sormayı kes. | Open Subtitles | تخلص من البطاقة ، والعلامة التي في ذراعك وتوقف عن طرح الأسئلة. أوقف البحث |
| Soru sormayı bırak, acelemiz var. Arabaya bin. | Open Subtitles | توقفي عن طرح الأسئلة . وإصعدي ، نحن في عجلة من أمرِنا |
| - Soru sormayı bırakmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تُريد منّي أن أتوّقف عن طرح الأسئلة ؟ |
| Bana Soru sormayı kes diye geceleri dua ediyorum. | Open Subtitles | أنا أدعو كلّ ليلة، أن تتوقفِ عن طرح الأسئلة عليّ |
| Soru sormayı bırakmazsan güzel güzel yemek yemene izin vermem. | Open Subtitles | الآن توقفي عن طرح الأسئلة وإلا لن أجعلكِ تأكلين في غرفة المعيشة الجميلة. |
| Ama Soru sormayı kesersen işte o zaman Amerikan halkı kaybeder. | Open Subtitles | ولكن اذا توقفت عن طرح الأسئلة عندها سيخسر الشعب الأميركي |
| Soru sormayı kesip, yolumuza gitmemize izin verirsen... Tamam. | Open Subtitles | إذا توقفت عن طرح الأسئلة وتركتنا نقرع الطريق |
| Peki bana ne düşüyor? Soru sormayı bırakmalısın, Freddie! | Open Subtitles | وما الذي سأجنيه؟ يجدر بك التوقف عن طرح الأسئلة يا فريدي |
| Konuşmamız yasak. Bu yüzden Soru sormayı kes. | Open Subtitles | غير مسموح لنا بأن نقول شيئا ً فتوقف عن السؤال |
| Babanız bir atı vurduğunu söyleyince Soru sormayı kestim. | Open Subtitles | توقفت عن السؤال بعد ان قال والدكم انه اطلق النار على حصان |
| Bırak Soru sormayı. Hadi eğlenelim. | Open Subtitles | إذا توقّف عن الأسئلة و لنواصل تمتّعنا |
| Soru sormayı kes artık. Benim yine duşa girmem lazım. | Open Subtitles | توقف عن سؤالي كل هذه الأسئلة سأستحم مرة أخرى |
| Şeytanı çağır, insanları korkut korkunca da Soru sormayı bıraksınlar. | Open Subtitles | تستحضر الشيطان لتخيف الناس وحين يخافون يتوقفون عن طرح الاسئلة |
| Bu aileyi güvende tutmanın tek yolu aile fertlerinin Soru sormayı bırakması. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للحفاظ على سلامة هذه العائلة، هي بتوقف جميع أفرادها عن طرح الأسئله. |
| Şimdi Soru sormayı kesin de gidelim. | Open Subtitles | الآن وقف يسأل الكثير من الأسئلة ودعنا نذهب. |
| Bilmiyorum. Hayatımı mahvetmekle tehdit ettiklerinde Soru sormayı bıraktım. | Open Subtitles | لا أعلم ، توقفت عن التساؤل عندما هددوني بتدمير حياتي |
| Soru sormayı kes ve bana yardım et. Asıl. | Open Subtitles | توقّف عن سؤال أسئلة ويساعدني! |