| Onu görmeye git. Sebep olmuş olabileceğin sorunlar için özür dile. | Open Subtitles | اذهب لرؤيته اعتذر عن أي مشاكل ربما تكون قد سببتها |
| - Onu görmeye git. Çıkarmış olabileceğin sorunlar için özür dile. | Open Subtitles | اذهب لرؤيته، اعتذر عن أي مشاكل ربما تكون قد سببتها |
| Size açacağı sorunlar için özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر عن أي مشاكل قد يسببها لك هذا |
| Laboratuarında kendini sorunlar için suçlayan bir bilim kadını, her zaman bir şeyler ters gittiğinde nedenleri belgelemeye başladı. | TED | إحدى العالمات التي استمرت بلوم نفسها على المشاكل في مختبرها بدأت بتوثيق الأسباب في كل مرةٍ حدث شيءٌ خاطىء. |
| Başınıza açtığım tüm bu sorunlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | اننى جد آسفة على المشاكل التى سببتها لكم جميعا |
| Kuradeel'in sebep olduğu sorunlar için özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر على المشاكل التي واجهتها مع كورادييل |
| Doğa bu sorunlar için melez çözümleri kullanır, tek bir çözüm yoktur, ve onlar entegre edilip güzelce sağlamlaştırılmıştır. | TED | تلك الطبيعة تستخدم حلولاً عديدة، وليس حلاً واحداً فقط، لهذه المشاكل, وهي متكاملة، وقوية بشكل جميل. |
| Sebep olmuş olabileceğin sorunlar için özür dile. | Open Subtitles | واعتذر عن أي مشاكل ربما سببتها |
| Yol açtığım sorunlar için özür diliyorum. | Open Subtitles | أعتذر عن أي مشاكل سَبَبتُها |
| Neden olduğum sorunlar için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أسف على المشاكل التي سببتها لكي |
| Başınıza açtığımız sorunlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسف على المشاكل |
| Hükümet bu sorunlar için çözüm Bulmaya çalışıyor. Evet. | Open Subtitles | أن الحكومة تحاول ايجاد حلول لهذه المشاكل |
| Bu sorunlar için bir çözümümüz var ve Zenella onu pazara çıkarmaya hazır. | Open Subtitles | ولدينا الحل لهذه المشاكل تطبيق (زينيلا) جاهز ليقدمه لكم في السوق |