| O sorunlu bir, vahşi çocuktum yolunu bulmak için bir şans hiç kim. | Open Subtitles | لقد كانت مضطربة, فتاة جامحة لم تحصل ابداً على فرصة لتعثر على طريقها |
| sorunlu bir üniversite öğrencisinin seri katil olduğunu düşündüğünüz biriyle buluşmasına izin mi verdin? | Open Subtitles | هل فعلا سمحت لطالبة جامعة مضطربة ان تلتقي برجل ظننت انه سفاح؟ |
| Şu eski "düşünceli profesör sorunlu genci doğru yola sokacak" hikâyesi mi? | Open Subtitles | الفلسفه القديمه للبروفيسر من يعمل على وضع مراهق مضطرب على المسار الصحيح |
| O derste kesin seksi ve sorunlu bir belalı çocuk vardır. | Open Subtitles | أراهن أن هناك فتى مشاغب وسيم و مضطرب في فصل التقوية |
| Orası, sorunlu çocukları doğru yola sokmaya çalışan küçük, sevimli bir kamptı. | Open Subtitles | كان مخيماً صغيراً جميلاً يساعد الأولاد المضطربين في تحويل حياتهم |
| Drina Nehri üzerinde, Ivo Andrić tarafından kaleme alınan bir romana konu olmuş. Romanda Avrupa'nın ve Balkanların bu en sorunlu bölgesinde zaman içerisinde ne kadar büyük duvarların inşa edildiği konu ediliyor. | TED | وهو الجسر الذى يمر فوق نهر درينا، وهو موضوع رواية كتبها إيفو أندريتش، وتتحدث عن كيف أنّه وفى ذلك الجزء المضطرب من أوروبا و البلقان تم بناء عدد هائل من الأبنية عبر الزمن. |
| sorunlu bir insan ama, iyi şeyler yapabileceğine inanıyorum. Adını temize çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | انه مثل روح مضطربة ,ولكنى لااصدق انه يفعل هذا , اريد ان ابرئ اسمه. |
| Çok sorunlu bir kız, ama sanırım bize önemli bilgiler sağlayacak. | Open Subtitles | انها فتاة مضطربة كثيرًا ، لكن من المأمول انها ستجلب بعض المعلومات لنا |
| "Zoe sorunlu bir kızdı." "Yanlış insanlar kafasını bulandırdı." | Open Subtitles | كانت فتاة مضطربة إختلطتْ مع الناسِ الخاطئينِ |
| Zoe'nin sorunlu olduğunu söylemek istemiyorum. | Open Subtitles | حسنا , انا لا اريد ان اقول انها كانت مضطربة |
| Sözlerim şunlara hitap eder: Geleceklerini sorunlu geçmişlerinin etkilemesine izin vermeyeceklere. | TED | إن عملي هو صوتٌ لأولئك الذين لن يسمحوا لماض مضطرب أن يُملي عليهم مستقبلهم. |
| Tabii ki haksızlık. sorunlu olduğu besbelli olan biriyle yaşamak. | Open Subtitles | أنتى تراهنين أنه ليس من العدل العيش مع شخص مضطرب جدا |
| sorunlu bir öğrenci intihar ederse bundan dolayı sorumlu tutulamazsınız. | Open Subtitles | و لكن لا يمكن أن تكون مسؤولاً عن طالب مضطرب قتل نفسه |
| Third Ward'u eleyeceğiz, son on yılda babası işçi olarak çalışan sorunlu çocukları seçeceğiz. | Open Subtitles | نستثني القطاع الثالث ونستهدف الاطفال المضطربين الذين شغل آبائهم اعمالا يدوية خلال 10 سنوات الأخيرة |
| sorunlu çocuklara yardım etmek, onlara ikinci bir şans vermek gibi bir tutkusu vardı. | Open Subtitles | لكن كانت شغوفة بمساعدة الأولاد المضطربين,وإعطائهم فرصة أخرى |
| Gerçek sorunlu bu dünyada yapılması gereken işler var. | Open Subtitles | هناك ما يجب عمله في العالم الحقيقي المضطرب |
| Yardımcı olmanız için sorunlu mu olmam gerekiyor? | Open Subtitles | . أيجب أن أكون مضطرباً لأحصل علي بعض المُساعدة ؟ |
| sorunlu birini öldürdüğüm zaman sorununu da öldürüyorum. | Open Subtitles | . عندما أقتل شخص مُضطرب , فـ ـأقتل إضطرابه أيضاً |
| Eğer başarılı olursa, bu anlaşma sorunlu bölge için kalıcı bir barış antlaşmasının başlangıcı olabilir. | Open Subtitles | إن كانت ناجحة، قد تكون الاتفاقية بداية سلام حقيقي في منطقة اضطراب طويلة |
| - sorunlu bir kiracı. - Sakin ol. | Open Subtitles | إنه المستأجر المثير للمشاكل إهدأ يا سيدي |
| sorunlu birinin, onu öldürmeden sorununu yok etmek neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | انه من المستحيل تقريبا ازالة الاضطرابات بدون قتل شخص ما |
| Dövme, gizli bir sorunlu insanlar topluluğun sembolü gibi bir şey. | Open Subtitles | لماذا الوشم يرمـز إلى طائفـة من أصحاب القدرات |
| Ve bu süreç de karşıma çıkan elektronik tasarım ve inşa her açıdan sorunlu. | TED | وما وجدته هو أن عملية تصميم وبناء الإلكترونيات إشكالية بشتى أنواع الطرق. |
| Yani sen sorunlu adamın lattesine tuz atarken. | Open Subtitles | . بأن تخفق بإمساك ذالك رجل القهوة المُضطرب |
| Bu ülkenin sorunlu insanlarına çözüm getirebilirsin. | Open Subtitles | ويمكن أن إحلال السلام عظيم لجميع الناس المضطربة من هذه الأرض. |
| O sorunlu bir hayat yaşadı. | Open Subtitles | حياته مضطربه ألقى القبض على قبل أربعة سنوات |
| Midesi boş adam sorunlu olur. | Open Subtitles | فالبطون الممتلئلة تجعل الرجل أقل إستثارة للإنزعاج. |