| Dinle, Soso, kendini bir yere adamamanın senin olayın olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | انظري يا "سوسو" انا اعلم ان عدم الإستمرار هو ما تفعليه | 
| O pezevengin, Soso McGure Griffy'i sevmeyenlere karşı olduğunu nasıl düşünürsün ? | Open Subtitles | ماذا تعتقدين هذا الوغد يفعل ضد الأشخاص الذين لا يحبون "سوسو مجوير" ؟ | 
| Ama bence Soso ile benim ilgilenmem daha iyi olacak. | Open Subtitles | ولكني اظن بأنه من الأفضل لو اخذت انا "سوسو" | 
| Pekâlâ, aklınıza ne gelirse gelsin muhtemelen Tanielle Soso olmaz. | Open Subtitles | ربّما صديقة حميمة سابقة؟ أيَّما تتصوّرون فإنّها على الأرجح ليست (تانيل سوسو) | 
| Benim adım bu. Brook Soso. | Open Subtitles | نعم , هذا هو اسمي , بروك سوسو | 
| Hayır Soso bilmem. | Open Subtitles | لا يا سوسو لا اعلم | 
| Chapman ve Soso, A bloğu için mutlu bir gün. Başka bir yere atandınız. | Open Subtitles | (تشابمان), (سوسو), يوم سعيد في العنبر(أ), تم تسجيلكم هناك | 
| Mahkûm Soso isyankâr tutumlarıyla temel cezaevi kurallarını ihlal ediyor gibi görünüyor, etmiyor mu? | Open Subtitles | السجينة (سوسو) يبدو أنها منتهكة للقواعد الأساسية للسجن. بعصيانها،أليس كذلك؟ | 
| Ekstra çalışma görevlerini konuşalım olur mu, Soso? | Open Subtitles | لنذهب لنتحدث عن العمل الإضافي، حسناً، (سوسو)؟ | 
| - Soso bak! Benim olayım bu değil, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس ما افعله يا "سوسو" حسناً؟ | 
| Çünkü buradaki nüfus kayıtları açıkça belirtiyor ki Serena Knight, Soso'ya 1865'te gelmiş. | Open Subtitles | لأنه كما تشير سجلات السكان تلك بوضوح أن (سيرينا نايت) عادت إلى (سوسو) في 1865 | 
| Soso ve Jones vilayetlerinin Birlik Toplantısı resmen başlamak üzere. | Open Subtitles | (مقابلة اتحاد (سوسو) ومقاطعة (جونز ستبدأ رسمياً | 
| Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun, Soso. | Open Subtitles | "انت لاتعرفين شيئا عني يا " سوسو | 
| Aslında adım Brook. Soso. | Open Subtitles | إسمي (بروك)، في الواقع (سوسو). | 
| Aslında sen haklısın, Soso. | Open Subtitles | أتعلمين أمراً؟ أنتِ محقة يا (سوسو). | 
| Soso onu tek başına bıraktı. | Open Subtitles | ذهبت "سوسو" بوحدها | 
| Sabah Soso ile konuştum. | Open Subtitles | تحدثت إلى "سوسو" اليوم | 
| Onu demiyorum, Soso kütüphanede ölmüş. | Open Subtitles | لا, "سوسو" ميته بالمكتبه | 
| Soso, geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على مجيئك يا "سوسو" | 
| Brook Soso kendini öldürmeye kalkıştı. | Open Subtitles | حاولت "بروك سوسو" قتل نفسها |