| Bir vücut oyununa bakacağız. Bu, spontane bir kendini yerçekiminden kurtarma isteği. | TED | سوف ننطر في الألعاب الجسمانية, و التي رغبة عفوية للتخلص من الجاذبية. |
| Ve öpüşmeleri de spontane bir an aslında, gerçek aşkın kutlaması | Open Subtitles | وأن القبلة كانت عبارة عَن لحظة عفوية وإحتفالاً بيوم الحُب. |
| Al'a her zaman daha spontane olması gerektiğini söylüyorum. | Open Subtitles | دائماً أقول لآل إنّه بحاجة ليكون أكثر عفوية. |
| spontane bir biçimde rastgele biriyle tanışmak istiyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط أقول انني أريد أن أريد أن أقابل فتاة بشكل تلقائي دون تخطيط مسبق |
| Bu spontane davranışı her şeyde gözlemledik, market alışverişinden sigorta ürünlerine kadar uzanıyor. | TED | ولاحظنا نفس الدرجة من العفوية في كل شيء من شراء منتجات البقالة إلى منتجات التأمين. |
| Tamam, belki sevişmeler biraz daha yaratıcı ya da spontane olabilir. | Open Subtitles | ربما الجنس يجب ان يكون اكثر ابتكاراً و تلقائية بالنسة الينا |
| Hepimiz biliyoruz bu doğru. Ve hiçbir zaman çalışanlar tarafından yapılan spontane bir toplantı göremezsiniz; | TED | ونحن نعلم جميعا أن هذا صحيح. وانك لن ترى إجتماع عفوي ينادي به الموظفين |
| Akışına bırak sadece. spontane yaşa. | Open Subtitles | عليكِ فقط أن تمضي مع التيار استمتعي بعفوية |
| Olayı incelemeye devam ediyorum ama ölümler spontane olmuş. | Open Subtitles | حسناً، لازلتُ أتفقد الأشياء، لكن عملية القتل كانت عفوية. |
| Beyin o kadar bilgiyi, o kadar müziği spontane biçimde nasıl üretiyor? | TED | كيف يمكن للدماغ ان يؤلف " يرتجل " هذا الكم الهائل من المعلومات بصورة عفوية هكذا |
| Yani bu fenomenin bir tür parçasıdır. Ben spontane kendi organizasyonu olarak adlandırılan Burada, karınca kolonileri gibi Burası tarafından alınan küçük kararlar mikro düzeyde aslında makro seviyesi üzerinde büyük bir etkisi var. | TED | لذلك كأنه جزء من ظاهرة سميتها عفوية التنظيم الذاتي ، حيث ، كما هو الحال في مستعمرات النمل ، حيث القرارات الصغيرة التي تتخذ -- على المستوى الجزئي لديها تأثير كبير على المستوى الأكبر |
| Bana daha spontane olmamı söyleyen o. | Open Subtitles | فهو دائما يقول لي أن تكون أكثر عفوية. |
| Ama bilmiyorum, belki belki de beni spontane yaptı, bilirsin. | Open Subtitles | لا أدري ربما ربما تجعلني عفوية |
| Evlilik danışmanımız birbirimize küçük hediyeler vererek bunu spontane bir hale sokmamız gerektigini söyledi. | Open Subtitles | قال مستشار زواجنا أنّنا علينا إعطاء بعضنا البعض هدايا صغيرة أحياناً. -لإبقاء الأشياء عفوية . -أنتما تتردان على مستشار. |
| spontane bir biçimde rastgele biriyle tanışmak istiyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط أقول انني أريد أن أريد أن أقابل فتاة بشكل تلقائي دون تخطيط مسبق |
| Herkese küçümseyerek bakıyorsun, spontane ya da sevgi dolu bir şey yapmaktan acizsin. | Open Subtitles | أنت تنظر للجميع بتكبر، و أنت غير قادر على فعل أي شيء تلقائي أو حنون فعلاً. |
| Evet. İşte bu, spontane kutup tersinmesine bir takviyedir. | Open Subtitles | نعم، هذا التراكم يؤدي إلى انعكاس قطبي تلقائي |
| Temiz hava, balık tutarız, tamamen spontane olur. | Open Subtitles | هواء نقي, صيد رائع. شيء عفوي. وأنا أحب العفوية. |
| Evet, görüldüğü üzere spontane türde hiç de talimat gerekmiyor. | Open Subtitles | نعم، في حين أنّ العفوية... لا تتطلّب أي تعليمات على الإطلاق. |
| Sen çok spontane ve eğlencelisin. Ve daha bakmadan yürek hoplatan bir genin var. | Open Subtitles | إنك تلقائية ومرحة وتنطلقين دون الاكتراث بأحد |
| ve bu yapının içinde şarkıcı yaratıcı, spontane olmak için tam bir özgürlüğe sahip. | TED | والمغني داخل هذا الهيكل له الحرية الكاملة أن يكون خلاق ، عفوي. |
| Öbür anneler uğradı. spontane bir şey. | Open Subtitles | إنها مجرد أشياء سقطت من بعض الأمهات بعفوية. |
| Ama hazir buradayken spontane itirafin sonuçlari sana nasil muamele ediyor? | Open Subtitles | ولكن بما إني هنا كيف حالك مع الإعتراف العفوي بالذنب؟ |