| Bu yüzden Don'u stadyumda bıraktım ve biraz almak için buraya geldim. | Open Subtitles | لذلك تركت دون في الملعب, وانا اتيت الى هنا للحصول على البعض |
| stadyumda futbol maçı izlemek. Ama bence bir öğleden sonrasını | TED | أن تشاهد لعبة كرة قدم في الملعب. لكن أظن أنها طريقة صحيحة تماما |
| Ve ısınma egzersizindeki stadyumda -- adayların ısındığı pistte, Olimpik stadyumdan birkaç blok ötede | TED | وكنت اقوم بالاحماءات في الاستاد .. تلك الاحماءات التدريبية وكنت على بعد بضعة مربعات سكنية من الاستاد |
| Oğlunuzun, 19 Eylül'de stadyumda öldürüldüğünü sanıyor. | Open Subtitles | وهو يعتقد أن أبنك قد أعُدم في الاستاد الوطني في التاسع عشر من سبتمبر |
| stadyumda bulunan yaklaşık 75.000 kişinin ve bir milyara yakın TV izleyicisinin önünde gerçekleştirdiği bir hayal. | TED | وهذا ما فعله في ذلك اليوم، في ملعب رياضي يضم حوالي 75000 شخص وعدد مشاهدين يقارب المليار على شاشات التليفزيون. |
| Hindistan Spor Akademisi'nde veya stadyumda değil. Kabir Khan nerede? | Open Subtitles | لم نستطيع العثور عليه لا فى استاد الهوكى و لا فى هيئة الرياضة اين هو كابير خان؟ |
| Sonunda onu bir stadyumda görüyoruz. | Open Subtitles | والشيء التالي تَعْرفُ، هو في هذا الملعبِ الكبيرِ، |
| Çocukken stadyumda limonata satardım. | Open Subtitles | شراب الليمون. اعتدت على بيعه من في الملعب عندما كُنْتُ طفل. |
| Bütün takım hazırdır. Ama oyuncuların yanı sıra, stadyumda hiç kimse yok. | Open Subtitles | و لكن إلى جانب اللاعبين ليس هناك أحد آخر في الملعب |
| Kimi günlerde Kinşasa'da binlerce suç işlenirdi ve suçlular bu stadyumda bir araya getirilip, aşağısındaki kodeslere konulurdu. | Open Subtitles | حتى في يوم معين لديه آلاف من المجرمين الرائدة في كينشاسا اعتقلوا ووضعوا في هذا الملعب ، عليها في حظائر الاحتجاز. |
| Bu USA bölge mahkemesinden gelen bir emir. stadyumda tutulan insanların hepsinin serbest bırakılmasını emrediyor. | Open Subtitles | هذا أمر من المحكمة الأمريكية العليا بإطلاق سراح كل من قبضت عليهم في الملعب |
| stadyumda uyuşturucu satan kişilerle ilgili bir sorunumuz var. | Open Subtitles | لدينا مشاكل مع أشخاص بيعون مخدرات هنا في الملعب |
| Oğlum, tutuklandıktan üç gün sonra stadyumda öldürülmüş. | Open Subtitles | أن أبني قد أعُدم في الاستاد بعد ثلاثة أيام من القبض عليه؟ |
| -Eee bence stadyumda daha fazla özel gün olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أننا بحاجة للمزيد من المناسبات في الاستاد. |
| stadyumda uyuşturucu satan kişilerle ilgili bir sorunumuz var. | Open Subtitles | لدينا بعض المشاكل مع باعة المخدرات هنا فى الاستاد |
| Final maçı, binlerce mahkûmun işkence gördüğü dünyadaki en büyük toplama kampından 2 km ötedeki stadyumda oynandı. | Open Subtitles | المبارة النهائية أقيمت فى ملعب على بُعد أقل من ميل واحد من أكبر معتقل فى البلاد حيث أحتجز وعذب الاف السجناء بين جدرانه |
| Bir çok ölüme sebebiyet veren alkolün satıldığı bir stadyumda steroid farkındalığı gecesi düzenlemeyi çelişkili bulmuyor musunuz? | Open Subtitles | هل تجد في ذلك مدعاةً للسخرية أن يكون هنالك سهرة بيسبول للتوعية حول السترويد في ملعب رياضي يبيع الكحول |
| stadyumda daha önce hiç bu kadar çok bayrak görmemiştim | Open Subtitles | إنها لحظات عظيمة، لم يسبق وأن شاهدت هذا الكم من الأعلام في ملعب واحد |
| - Arama motoru, örneği kalabalık bir stadyumda, filmlerin arka planında güvenlik kameralarından ve bilgisayar kameralarından bulabilir. | Open Subtitles | في استاد مزدحم وفي بيت باكجراوندوف للأفلام كاميرات الامن ، و وب |
| Tükettim. Her koltukta, her stadyumda, her çalışımda. | Open Subtitles | مازلت ابيع بشكل جيد ,ويشهد على ذلك كل كرسي في كل استاد غنيت فيه |
| Evet, 2.000 Tutsi de Sainte Familie'de ve Tanrı bilir stadyumda kaç kişi var. | Open Subtitles | نعم، هناك إختفاء توتسي 2000 في Sainte Familie واللَّهُ أعلَمُ كم من الملعبِ أيضاً. |
| burada stadyumda bir oğlu var. Nerede oturduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | لديه و لد صغير يجلس هنا فى الصالة اعرف اين يجلس هذا الولد |
| Ayrıca stadyumda sosisli sandviç dükkanım var. | Open Subtitles | و أنا أملك سلسلة مطاعم الهوت دوج فى الإستاد |