| Red Star'ın sahibi, en büyük uydu iletişim şirketi. | Open Subtitles | روجر كوروين انة يملك ريد ستار اكبر شركة اقمار اصطناعية للاتصالات |
| Mikro kamera Red Star'ın düzenini çalışma imkanı verecek. | Open Subtitles | أتاحت لنا الكاميرا الصغيرة دراسة الهندسة الداخلية لريد ستار |
| Amacımız Red Star'ın sizin programınızı çalıp çalmadığını bulmak. | Open Subtitles | كان هدفنا معرفة ما اذا كانت ريد ستار سرقت برنامجكم |
| Mikrokamera ile Red Star'ın planını inceledik. | Open Subtitles | أتاحت لنا الكاميرا الصغيرة دراسة الهندسة الداخلية لريد ستار |
| Red Star'ın sistemine doğrudan bağlantısı var. | Open Subtitles | انة موصول مباشرة بكمبيوتر ريد ستار المركزى |
| Amacımız Red Star'ın yazılımı çalıp çalmadığını öğrenmek. | Open Subtitles | كان هدفنا معرفة ما اذا كانت ريد ستار سرقت برنامجكم |
| Bak, kimse rock'çılarıma benden daha fazla inanamaz ama Camp Star'ın yanında çok komik kalacağız. | Open Subtitles | انظري, لا أحد يؤمن بطُلابي أكثر مني لكننا سنبدو كالمهزلت أمام مخيم ستار. |
| Camp Star'ın şarkısını indirip telefon melodisi yapmamı söylüyor. | Open Subtitles | إذا كنتُ أُريد وضع أغنية مخيم ستار كنغمةٍ لجوالي لقد كنتِ نجمةً حقاً |
| Latin Star'ın Venezuela'daki iştirakini millileştirdiler ve davanın kendilerinin olduğunu iddia ediyorlar. | Open Subtitles | لقد قاموا بتأميم فرع شركة لاتين ستار في فنزويلا وبذلك يزعمون أن القضية أصبحت قضيتهم هل يجب علي إخبار والدي؟ |
| Dondurulması ne Latin Star'ın ne de Venezuela'nın lehinde olur, Sayın Hakim. | Open Subtitles | تجميد الأصول لن يكون في مصلحة لاتين ستار أو حتى شعب فنزويلا, حضرة القاضية |
| PlatacoStillman'un CEO'su müvekkilinizin Latin Star'ın ücretini hilekarlık yaparak ödemediğini söyleyecek. | Open Subtitles | سيقسم على أن موكلك, المدير التنفيذي لشركة بلاتاكو ستيلمان قد غش فيما يتعلق برسوم لاتين ستار |
| Bugün mesai bitimine kadar Latin Star'ın bu hesabına 86 milyon dolar transfer edeceksiniz. | Open Subtitles | تحويل 86 مليون دولار إلى حساب لاتين ستار |
| Onunla konuşup, biz Erişilenler'i Dünya'dan kovana kadar Star'ın onlar için en güvenli yer olduğuna onu ikna edebilirsin. | Open Subtitles | تكلم إليه, وأقنعه فى الحال. حتى نركل الــ"ريتش" خارج هذا العالم, فإن مجموعة "ستار" هى أّمن مكان لهم الآن. |
| Dr. Shaw ekibinin aksine seni Dwar Star'ın bir malı olmaktan öte görüyordu. | Open Subtitles | على الرغم من خلافا لبقية فريقها، رأى الدكتور شو لكم أكثر من الممتلكات قزم ستار. |
| Bu, Dwarf Star'ın güvenlik protokolüne gömdüğüm geçersiz kılıcı. | Open Subtitles | هو تجاوز أنا دفن في بروتوكول الأمن القزم ستار. |
| Yani Red Star'ın bilgisayarına tam olarak giriş iznimiz var. | Open Subtitles | نستطيع اذا ولوج كمبيوتر ريد ستار |
| Red Star'ın bilgisayarına tamamen girdik. | Open Subtitles | نستطيع اذا ولوج كمبيوتر ريد ستار |
| Star'ın o evi almasını istiyorum. | Open Subtitles | آل " يريد من " ستار " الإستيلاء على الدار " |
| Shaunessey Star'ın eviyle bitişik olan duvarı ve oraya açtığı gizli geçit sayesinde durumu düzeltti. | Open Subtitles | سوف يصبح أثرى في عمر الخمسين بعد حائطه المشترك مع " ستار " آنفاً والمعبر الذي سيخترقه |
| Burdayım Bayan Lowry, çünkü High Star'ın, eşinizin ölümüyle ilgili gerçeği sakladığına inanıyorum. | Open Subtitles | أتيت يا سيدة (لاوري) لاعتقادي باحتمالية تستّر (هاي ستار) على حقيقة موت زوجك. |