| Çirkin gerçek şu ki bu şahıs tutuklanmış ve suçlu bulunmuş. | Open Subtitles | تظل الحقيقة القبيحة أن زميل إقامتنا هذا قد تم القبض عليه و قد وجد مذنباً |
| İğrenç bir saldırıdan suçlu bulunmuş ya da suçu kabul etmiş. | Open Subtitles | وجد مذنباً أو أقر بذنبه فى جريمة مثيرة للإشمئزاز |
| Müvekkilim çoktan suçlu bulunmuş zaten. | Open Subtitles | أعتقد أن موكلى قد وجد مذنباً بالفعل |
| "Karısını birinci dereceden cinayetle öldürmekten suçlu bulunmuş" | Open Subtitles | مدان بجريمة قتل من الدرجة الأولى لقتل زوجته |
| Hayatımın aşkı ve çocuğumun babası, suçlu bulunmuş bir sübyancı. | Open Subtitles | حب حياتي ووالد طفلي هو... مجرم مدان بألإساءة للأطفال |
| Geçen yıl Bayan Bak yolsuzluktan suçlu bulunmuş ve Cheongju Kadınlar Hapishanesi'de on yıl hapse mahkûm edilmişti. | Open Subtitles | في العام الماضي أدينت السيدة "باك" بالاختلاس وحُكم عليها بالسجن 10 سنوات في المعهد الإصلاحي للنساء في تشيونغو |
| Dr. Elliot'un veteriner kliniğinden ilaç çalmaktan suçlu bulunmuş iki yıl hüküm giymiş, bir ay önce şartlı tahliye olmuş. | Open Subtitles | وجد مذنباً بسرقة الأدوية من عيادة الد. (إليوت) البيطري حكم عليه بالسجن لمدة عامين، وأطلق سراحه قبل شهر واحد |
| O hırsızlıktan suçlu bulunmuş kötü bir polis. | Open Subtitles | إنه شرطي قذز ! لص مدان |
| Kız cinayetten suçlu bulunmuş! | Open Subtitles | إنها قاتل مدان |
| Geçen yıl Bayan Bak yolsuzluktan suçlu bulunmuş ve Cheongju Kadınlar Hapishanesi'de on yıl hapse mahkûm edilmişti. | Open Subtitles | في العام الماضي أدينت السيدة "باك" بالاختلاس وحُكم عليها بالسجن 10 سنوات في المعهد الإصلاحي للنساء في تشيونغو |