| Eğer ifşa olursak, bizi şehir surlarının dışına götürtüp vurur. | Open Subtitles | إذا اكتشفنا، فسوف نجرُ خارج أسوار المدينة ويُطلق علينا النار. |
| Konstantinopol'ün taş ve mermer surlarının uzun süre sağladığı koruma sayesinde, bugün hâlâ klasik geçmişimize sahibiz. | TED | بفضل أسوار القسطنطينة، تلك الكومة من الطوب والرخام التي حمتهم كل ذلك الوقت لايزال لدينا ذلك الماضي القديم. |
| Şehir surlarının ötesinde yanan trenin içine bak. Bunun gibi yüzlercesini bulacaksın. | Open Subtitles | انظروا بالقطار المُحترق خلف أسوار المُدن، وستجدوا مئاتاً مثل هذا. |
| Şehir surlarının ötesinde balıkçılar ve yandaşları sayıca ve özgüvence büyüyorlar. | Open Subtitles | الصياد و اتباعه يتزايدون بأعداد كبيرة وبثقة خارج أسوار المدينة |
| Kocaman tahta bir at yaptılar ve onu şehrin surlarının önüne koydular. | Open Subtitles | قاموا ببناء حصان خشبي كبير ووضعوه خارج أسوار المدينة |
| Meğer Minas Tirith surlarının dibinde hükme bağlanacakmış çağımızın akıbeti. | Open Subtitles | "إذا فأمام أسوار " ميناس تريث سيتحدد موتنا |
| Sodom'un surlarının içinde olan ne varsa Sodom'un surlarının içinde kalır. | Open Subtitles | ما الذي يحدث داخل حدود من أسوار سدوم... ... يبقى ضمن حدود الجدران سدوم. |
| Sodom'un surlarının içinde olan ne varsa Sodom'un surlarının içinde kalır. | Open Subtitles | ما الذي يحدث داخل حدود من أسوار سدوم... ... يبقى ضمن حدود الجدران سدوم. |
| Şehrin surlarının kuşatılmasını emretmiş. | Open Subtitles | هل تعرفين ماذا فعل؟ أرسى أسوار المدينة |
| Aslına bakarsan, Olimpiyatlardan zaferle dönüldüğünde şehir surlarının bir kısmını ayırırlarmış ki sporcular sade halk ile aynı kapıdan geçmek zorunda kalmazmış. | Open Subtitles | في الحقيقة، عندما كان يعود الرياضيون الأولمبيين إلى الوطن منتصرين، كانوا معتادين أن يقتطعوا جزء من أسوار المدينة، حتى لا يكون على الرياضين أن... |
| Salmanassar ilk olarak askerlerine şehir surlarının üstüne doğru büyük bir kuşatma rampası yaptırdı. | Open Subtitles | أوّل ما فعله (سنحاريب) أن أمر جيشه ببناء منصّة حصار ضخمة حول أسوار المدينة |