| Son 20 yıldır bu tarz küçük çaplı koruma alanları Çin'deki 150 vahşi timsah türünün soyunun tükenmesine engel olmuş. | Open Subtitles | في أخر 20عام مضت مشاريع الحماية الصغيرة المماثلة هي التي حمت 150 من التماسيح البرية في الصين من خطر الإنقراض |
| Bu şiddetli çarpmanın dinazor neslinin toptan tükenmesine sebep olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | ويعتقد أنه الأثر الشرس الذي ساهم في الإنقراض الجماعي للديناصورات |
| Ve eğer öyleyse -- ve özellikle tarihte soyumuzun tükenmesine ramak kaldığı gerçeğini de düşünürsek, | TED | وإن كانت كذلك -- وتحديدا بعد حقيقة أننا اقتربنا جدا من الإنقراض. |
| Sizi engelliyorum, evet. Soyunuzun tükenmesine karşı. Ne yaptığını gördün mü? | Open Subtitles | لقد سحبتكم للخلف فعلا ولكن من الإنقراض |
| Her neyse, adam onu buluyor neslinin tükenmesine engel oluyor. | Open Subtitles | على أي حال جلب القطيع من الدجاج -وعادت من حافة الهاوية من الإنقراض |
| Hala soyumuzun tükenmesine çok uzağız. | Open Subtitles | فمازلنا بعيدين عن الإنقراض |
| Ve senin işin hayvanları nesillerinin tükenmesine karşı korumak. | Open Subtitles | حماية الأشياء من الإنقراض. |
| - Soy tükenmesine birçok şey sebep olur. | Open Subtitles | الإنقراض يحدث لعدة أسباب |