| -Bu karı yükseltir ve çıkan fiyat tüketiciyi harekete geçirir. | Open Subtitles | ـ هذا سيزيد الأرباح، ويؤدي لتخفيض الأسعار... و تحفيز المستهلك على الإنفاق |
| Bize tüketiciyi koruma kurumu lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى جمعية لحماية المستهلك |
| Size mantıklı tüketiciyi takdim ediyorum. | Open Subtitles | لقد تنكرت بزي المستهلك العقلاني |
| Bu konu 5 milyon tüketiciyi ilgilendiriyor. | Open Subtitles | ذلك قد أحدث تأثيراً لدى خمسة ملايين مستهلك |
| Yüzbaşı'nın da yardımıyla bölgedeki en çok elektrik tüketen ticari olmayan tüketiciyi buldum. | Open Subtitles | لذا بمساعدة النقيب, تعرفت على هوية أكبر مستهلك غير تجاري من الكيلو واط/الساعة في المنطقة. |
| tüketiciyi sayısız "sistem güncellemesi" satın almaya mecbur ediyorlar. | Open Subtitles | يحثون المستهلك على شراء عدد لايحصى من "تحديثات النظام". |