| tüm erkeklerin o güvercin gibi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | وهي الآن تعتقد بأن كل الرجال مثل ذلك الوليف |
| Şimdiye kadar birlikte olduğun tüm erkeklerin soyadları. | Open Subtitles | أسماء عائلات كل الرجال الذين قمتِ بمضاجعتهم |
| tüm erkeklerin böyle yaptığını düşünüyorsun ama ben buna katılmıyorum. | Open Subtitles | انك تجعلين الأمر يبدو وكأن كل الرجال يفكرون في ما لا أعتقد به |
| Tüm şişman kızlar adına seni tüm erkeklerin yerine koyuyorum. | Open Subtitles | نيابة عن جميع الفتيات السمينات أنا جعلتك تمثل جميع الرجال |
| tüm erkeklerin, beraber yaşadıkları kadınlara karşı bir özür borçlu olduğu varsayımıyla yaşıyorum. | Open Subtitles | نوعا ما أتعايش مع فرضية أن جميع الرجال يدينون باعتذار للنساء الذين يعيشون معهم |
| tüm erkeklerin, tavsiye mektuplarıyla ya da uyarı etiketleriyle gelmeleri gerekir. | Open Subtitles | أنا أظن شخصيا أن على كل رجل أن يأتي مع رسائل نصح |
| Ama tüm erkeklerin değil. | Open Subtitles | لكن، ليس كلّ الأولاد |
| Bu da bizi tüm erkeklerin aptal olduğuna getirir. | Open Subtitles | وهو ما يقودنا ثانية إلى المقصد أنّ كلّ الرجال أغبياء |
| Neydi? tüm erkeklerin gözü senin üstündeydi. | Open Subtitles | لقد كنت مثل نجدة عندما ظهرتِ و كنتِ الوحيدة التي تجعل كل الرجال يعجبون بكِ. |
| Şehirdeki tüm erkeklerin konuştuğu kadın bu. | Open Subtitles | هذه المرأة التي يتحدث عنها كل الرجال في البلدة. |
| Çünkü tüm erkeklerin eşit olduğuna inanmama rağmen... | Open Subtitles | لأني بالرغم من أنني أعترف أن كل الرجال سواسية |
| Bu bölgedeki diğer tüm erkeklerin şehire taşındıklarını unutmuşlardı. | Open Subtitles | لقد نسوا أن كل الرجال الآخرين في هذه المنطقة كانوا قد انتقلوا إلى المدينة |
| Burada oturmuş kızına tüm erkeklerin dış görünüşe bakmadığını söyleyen sen değil miydin? | Open Subtitles | هذا صحيح، ألم تكن هنا عندما اخبرت ابنتك بأنّ ليس كل الرجال مهووسين بالمظهر |
| Hayatımdaki tüm erkeklerin bunu yapmaya çalışmasından bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من كل الرجال حولي يحاولون فعل هذا في حياتي |
| tüm erkeklerin dürüst olduğuna inanmak aptallıktır hiçbirisine inanmamaksa, daha kötüsü. | Open Subtitles | الذي قال ان تصدق كل الرجال حماقه ان لاتصدق اجد انه شئ يستحق |
| Bence smokin, kadınların gözünde tüm erkeklerin aynı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الفكرة وراء البذلة الرسمية هي وجهة نظر نسائية بأن جميع الرجال سيان |
| Pascal, tüm erkeklerin yaptığı bir hataya düştü. | Open Subtitles | باسكال ارتكب الخطأ الذي ارتكبة جميع الرجال |
| Kocası dışında, tüm erkeklerin arzuladığı bir kadın mı? | Open Subtitles | هل هي ذاك النوع من النساء الذي يتمنى جميع الرجال إعتراض زوجها؟ |
| tüm erkeklerin şahane popon yüzünden senden hoşlandıklarını sanıyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك تظنين أن كل رجل يعجب بك لأنك تمتلكين تلك المؤخرة الجميلة |
| Mahalledeki tüm erkeklerin altına yatmıştır bile. | Open Subtitles | "يمكنك أن تثق بي..." والآن تُعاشر كل رجل بالحيّ. |
| Ama tüm erkeklerin değil. | Open Subtitles | لكن، ليس كلّ الأولاد |
| Adadaki tüm erkeklerin geçmişini incele. | Open Subtitles | تحقق من خلفية كلّ الرجال في الجزيرة. |